Ebu Cehil ve Velid bin Muğire'den günümüze...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Temmuz 9 2018
''Bu süreçte de Diyaneti ellerine geçirenler aynı kirli oyunları Hizmet hakkında da oynamışlardır. Onlar da ellerindeki haksız imkân ve iktidarlarını kaybedince aynı rezillik girdabına boylayacaklardır. Allah’tan en çok korkması gereken bir kısım İlahiyatçı ve Diyanetçi insanlar böyle dînî bir cinayeti nasıl işleyebilirler?!''
Abdullah Aymaz / samanyoluhaber.com

Kur’an-ı Kerim, Ebu Cehil ve benzerleri için şöyle bir tesbitte bulunuyor: “Fakat o, ne sadaka verdi, ne namaz kıldı. Fakat yalanladı ve döndü. Sonra da çalım sata sata ailesine gitti. Gerektir o belâ sana, gerek. Evet, gerektir o belâ sana gerek. İnsan başı boş bırakılacağını mı sanır?” (Kıyamet Suresi, 75/31-36)

Velid b. Muğire ve benzerleri hakkında da şu tesbit var: “Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti. Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti. Yine kahrolası nasıl ölçtü biçti. Sonra baktı. Sonra kaşını çattı, surat astı. Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı da, ‘Bu, dedi, başka değil öğretile gelen, tesirli bir sihirdir. Bu sadece bir insan sözüdür.’ Ben onu Sekar Cehennemine sokacağım”. (Müddessir Suresi, 74/18-26)

Velid b. Muğîre , Peygamber Efendimizin (S.A.S.) yanına gelmiş. Kur’an dinlemiş ve tesiri altında kalmıştı. Kalkıp Mahzun Oğullarına varmış; ‘Vallahi Muhammed’den az önce bir söz dinledim; ne insan sözü, ne de cin sözü. Onun bir tatlılığı, bir hoşluğu var. Yukarısı meyveli, aşağısı bolluk, zemini bol sulu. O kesinlikle üste çıkar, onun üstüne çıkılmaz.’ Demiş… Buna karşı Kureyş: ‘Velid saptı. Vallahi bütün Kureyş sapacaktır’ demişler. Bunu işiten Ebu Cehil, ‘Ben size onun hakkından gelirim.’ deyip kederli yanına varmış; ‘Ey amca demiş, kavmin sana vermek için mal topluyor. Çünkü sen Muhammed’den bir şey elde etmek için onun yanına gidiyormuşsun.’ Velid, ‘Kureyş bilir ki, ben onların malca en zenginleriyim.’ diye cevap vermiş. Ebu Cehil demiş ki: ‘O halde onun hakkında bir söz söyle de kavmin işitsin, senin onu sevmediğini, inkâr ettiğini anlasınlar.”  Velid, ‘Ne diyeyim, içinizde şiiri, mısraları kafiyeli kısa vezinli nazmı, kasideyi ve cin şiirlerini benden iyi bileniniz yoktur. Onun söylediği, bunların hiçbirine benzemiyor ki’ demiş. Ebu Cehil, ‘Yok mutlaka bir şey söylemelisin’ deyince kalkıp kavminin toplandıkları yere varmış. ‘Siz, de

Bu haberler de ilginizi çekebilir