Çevre ve Enerji Arasında İnsan

Okuma Süresi 12 dkYayınlanma Pazartesi, Aralık 15 2025
Çevre ve Enerji Arasında İnsan


“Çevre ve Enerji Arasında İnsan”, günümüzün en kritik meselelerinden biri olan çevre ve enerji dengesini hem bilimsel hem de insani yönleriyle ele alan kapsamlı bir başvuru kitabıdır. Prof. Dr. Zafer Ayvaz’ın uzun yıllara dayanan akademik birikimi, çevre koruma alanındaki tecrübeleri ve uluslararası literatüre hâkimiyeti, eseri hem akademisyenler hem de genel okuyucu için değerli bir kaynak hâline getiriyor.

Kitap; sosyal bilimlerden fen bilimlerine, yenilenebilir enerji teknolojilerinden çevre ahlakına, mikroplastik kirliliğinden iklim krizine kadar geniş bir yelpazede konuları ele alıyor. Bir yandan çevresel problemlerin nedenlerini bilimsel bir temelde açıklarken, diğer yandan çözüme yönelik toplumsal, bireysel ve ahlaki sorumlulukları hatırlatıyor.




İlk bölümde çevre bilincinin tarihsel gelişimi, sivil çevreciliğin yükselişi, çevre eğitiminin önemi ve çevre problemlerinde insanî boyut gibi konular okuyucuyu düşünmeye davet ediyor. Bu bölüm, çevre sorunlarının yalnızca teknik değil, aynı zamanda etik ve toplumsal bir mesele olduğuna dikkat çekiyor.

İkinci bölümde fen bilimleri ışığında mikroplastikler, biyolojik çeşitlilik kaybı, su ve toprak kirliliği, yapay zekâ ve sürdürülebilirlik gibi çağımızın güncel bilimsel problemleri detaylı biçimde inceleniyor. Bu kısmın önemli özelliklerinden biri, bilimsel verileri herkesin anlayabileceği bir dille sunmasıdır.

Üçüncü bölüm ise enerji–çevre ilişkisine odaklanıyor. Fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş süreci, temiz enerji teknolojileri, güneş ve rüzgâr enerjisi, biyogaz, hidrojen teknolojileri gibi alanlarda dünyadaki gelişmeler kapsamlı biçimde ele alınıyor.

Kitap, yalnızca çevresel sorunları anlatmakla kalmıyor; çözüm için bilim, etik, bilinç ve sorumluluk temelli bir yaklaşım sunuyor. ‘Daha temiz bir çevre, daha yaşanabilir bir dünya’ idealiyle kaleme alınan bu eser, hem çevre bilimleri alanında çalışan uzmanlar hem de gezegenimizin geleceğine duyarlı tüm bireyler için güçlü bir rehber niteliği taşımaktadır.

Çevre, enerji ve insan arasındaki hassas dengeyi anlamak; bugün olduğu kadar gelecekte de hayati önem taşımaktadır. Bu kitap, bu dengeyi anlamak isteyenlere kapsamlı, bilimsel ve ilham verici bir yol haritası sunuyor.

Bu vesileyle  M. Fethullah  Gülen Hocaefendiye göre Çevre Bilinci ve Tabiat ve İnsan İlişkisi üzerine sözlerini de ilâve etmek istiyorum. Özetle şunları takdim edebiliriz:

Fethullah Gülen Hocaefendi eserlerinde insanın evrendeki konumu ve tabiata karşı sorumluluğu hakkında derin bir perspektif sunuyor. Onun görüşleri, İslamî öğretilerden, tasavvufi derinliğinden ve ekolojik hassasiyetinden kaynaklanıyor. Ana hatlarıyla Hocaefendi’nin çevre konusundaki düşünceleri şöyle özetleyebilirim :

İnsanın Evrendeki Konumu ve Varlıkla Uyumu

Hocaefendi’ye göre insan, evrenin en şerefli varlığıdır. Bu, insanın yaratılışı itibariyle üstün bir donanıma sahip olduğu ama aynı zamanda büyük bir sorumluluk taşıdığı anlamına gelir. İnsan, Allah’ın halifesi olarak yaratılmış ve ilahi emanetin (emanet-i kübra) taşıyıcısı kılınmıştır. Bu nedenle insanın evrendeki görevi sadece bir birey olarak kendi menfaatlerini değil, tüm varlık âlemini gözetmeyi de içerir. Evrende her şeyin bir düzen ve ahenk içinde yaratılmıştır ve bu düzenin korunmasında insanın görevi vardır.

Tabiata Karşı Sorumluluk

Hocaefendi tabiatın Allah’ın isim ve sıfatlarının tecelli mahalli olduğunu açıklamaktadır. Bu da tabiatın kutsal bir emanet olarak görülmesi gerektiğini ortaya koyar. İnsanın tabiatı sömürmesi değil, koruması ve ona şefkatle yaklaşması gerektiğini ifade eden Hocaefendi, kainatı Allah’ın bir kitabı olarak görmekte ve insanın bu kitabı okuyarak O’nun kudretini anlaması gerektiğini savunmaktadır. Doğadaki her varlık, insan için bir tefekkür vesilesidir. Tabiat Allah’ın bir eseri ve ayetler manzumesidir. Bu nedenle insanın tabiata yaklaşımı hem şükran hem de emanet bilinciyle olmalıdır.

Emanet Bilinci

İnsan, tabiatı bir emanet olarak görmeli ve ona zarar vermemelidir. Hocaefendi, çevreyi  tahrip eden insanın emanet bilincine zarar verdiğini ve ahlaki sorumluluk ihlali yaptığını ifade eder ve tabiata karşı bir emanetçi gibi davranmasını öğütler. O, Kur’an’daki emanet kavramını (Ahzab, 33:72) geniş bir çerçevede değerlendirerek insanın yeryüzündeki rolünün sadece tüketmek değil aynı zamanda korumak ve geliştirmek olduğunu belirtmektedir.

Tabiat, Allah’ın Bir Ayeti Olarak Görülmelidir

Hocaefendi tabiatı Kur’an-ı Kerim’de geçen kevnî ayetlerle ilişkilendirmekte ve kainatın Allah’ın isim ve sıfatlarının bir tecellisi olarak anlaşılması gerektiğini vurgulamaktadır. İnsan, tabiata bakarken Yaratıcı’nın hikmetini, kudretini ve rahmetini fark etmelidir.

Tabiattaki Denge ve İsrafın Önlenmesi

Hocaefendi israfın her türüne karşı çıkarak bu konuda insanın dikkatli olması gerektiğini ifade eder. Tabii kaynakların tüketimi konusunda da aşırıya kaçılmaması gerektiğini, aksine bunların dengeli bir şekilde kullanılmasının insanın vazifesi olduğunu savunur.

Sonuç Olarak

Muhterem Hocaefendi çevrecilik konusuna ahlaki, dini ve insani bir çerçeveden yaklaşmaktadır. Onun çevrecilik anlayışı, insanın çevreye karşı sorumluluğunu, doğanın kutsallığını ve ekolojik dengeyi koruma gerekliliğini vurgular. Hocaefendinin görüşleri, İslam’ın tabiat ve insan arasındaki uyumu teşvik eden temel prensiplerine dayanmaktadır. Buna göre insan tabiatta  bir emanetçidir. Doğayı korumak Allah’a şükretmenin bir ifadesidir. Allah’ın nimetlerini kullanırken aşırılıktan kaçınmak, nimetleri israf etmemek ve ekolojik dengeyi korumak insanın manevi ve ahlaki bir görevidir. Çevre bilincinin artması için sürekli bir eğitim gerekmektedir. Çevreciliğin bir yaşam tarzı haline getirilmesi ve bu konudaki farkındalığın yayılması da çok önemlidir. 

Hocaefendi kendi hayatında da bu prensiplere azami ölçüde riayet etmiştir. Yazılarını yazdığı ve kurulamada kullandığı kağıt tüketiminde tasarruflu davrandığı, şahsi eşyalarında çok tutumlu olduğu ve tabiattaki canlılara karşı şefkatle yaklaştığına dair birçok örnek bulunmaktadır. Çevre bilincinin artırılması yönünde faaliyet gösteren STK’ların kurulmasını, çevreci dergilerin yayınlanmasını ve bu konudaki  çeşitli faaliyetleri desteklediği de yakından bilinmektedir. Bütün bunlar Onun çevre konusundaki azami hassasiyetini göstermektedir.

Bu haberler de ilginizi çekebilir