Harun Tokak - Ben Hayalperest Değilim!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Eylül 8 2024
Samanyoluhaber.com yazarlarından Harun Tokak bu haftaki yazısında, muhterem Fethullah Gülen ve Eşrefpaşalılarla ilgili hatıralarına yer verdi.




1970’li yılların sonları…
İzmir’de üniversite okuyorum. Hatay semtindeki bir öğrenci evinde beş altı arkadaş birlikte kalıyoruz. O evde kimler yok ki…
İbrahim Öztürkler, Ahmet Karalar, Nuri Altıntoplar, Kazım Akkoyunlar…
Üniversite, Bornova vaazları, Hocaefendi’nin ilahiyat talebelerine okuttuğu dersler, kır sohbetleri, yaz kampları derken İzmir’de zaman, harabelerin arasından kendine yol bulup giden billur bir nehir gibi akıp gidiyor.
O günlerde İzmir bir mektep gibi.
Dünyayı bir meşale ormanına döndürecek olan aydınlık, bir kandil gibi yürekten yüreğe evden eve ulanıyor. Mazlum milletlerin afakında bir fecir parıltısı olacak olan ışık, İzmir gecelerine gülümsüyor. Çiçekler damlıyor gecelerin parmaklarından.
Maneviyata karşı mesafeli olarak tanıdığımız şehir, Hocaefendi'nin yürek yangınlarında gün gün eriyor, Tahta Kulübe ’sinde döktüğü gözyaşları ile sırılsıklam oluyor. İzmir günbegün bütün bir dünyayı aydınlatacak olan ışığın başkentine dönüşüyor.
İzmir, insanlık için yeni bir ses, yeni bir ışık, yeni bir umut oluyor. Yeni bir evrensel diriliş için yola çıkılan yarış çizgisi görevi görüyor.
Hem ilahiyat okuyorum hem de Eşrefpaşa’daki bir camide görev yapıyorum.
Meşhur Eşrefpaşalılar görev yaptığım caminin müdavimleri.
Münirler, Zaferler, Sermetler, Ejderler, Özcanlar, Sabriler, Enderler, Halitler hepsi çok renkli insanlar.
Hoşsohbetler.
Onlarla sohbete doyum olmuyor, İzmir geceleri onlarla daha bir renkleniyor.
Hocaefendi’yi ölümüne seviyorlar.
Gerçek külhani onlar.
Onlardan biri haykırınca duyanların dudakları uçukluyor.
Bir İzmir gecesinde onlara, Hocaefendi ile nasıl tanıştıkla

Bu haberler de ilginizi çekebilir