[Harun Tokak] Gül Kokan Topraklar

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Haziran 5 2022
Harun Tokak'ın Samanyoluhaber.com için yazdığı 'Pazar Yazısı': Gül Kokan Topraklar

HARUN TOKAK 





Gül kokan topraklar

Yazın kapıya dayanmasına rağmen kuzeyin bu ülkesinde havalar hala soğuk. Sabahtan beri ara ara yağmur yağıyor. Gurbette bulutlar da tıpkı insanlar gibi, pırıl pırıl bir güneşin aydınlığında dinlenirken, en mutlu anlarında bir bakıyorsun ansızın boşanıveriyor. Bulutlar ağlayınca baharın safasını süren, leylaklar, erguvanlar, zambaklar da ağlıyor ve bir bakıyorsun bütün varlıklar bahardaki bu ağlama orkestrasına hep birlikte iştirak ediyor. 

“Çoğu gitti, azı kaldı, yârin azıcık nazı kaldı” derken baharın nazı çekilmez hale geliyor. Yeniden kışlık elbiselerimizi giyerek düşüyoruz ıslak yollara. Yağmur kokulu yollar bizi tanıdık bir eve taşıyor. Nurdan Hanım ve Heysem Bey’lerin evine. Nurdan Hanım’ın ailesini Doğu’da görev yaptığım yıllardan tanıyorum. Hafta sonları oralarda da bir ocak tüttürebilir miyiz diyerek altımızdaki taka arabalarla Bitlis, Batman, Siirt, Muş, Hakkâri, Şırnak gibi çevre illere giderken Bitlis’teki uğrak yerimiz hep Nurdan Hanım’ların evi olurdu. Bitlis’in girişinde tarihi bir han vardı. El Aman Hanı...

Karanlık kış gecelerinde Rahva Ovası’nın karından, fırtınasından kurtulabilen yolcular “el aman hancı ne olur aç kapıyı” diyerek bu hana sığınırmış. Nurdan Hanım’ların evi bizim için El Aman Hanı gibiydi. 1990’lar Doğu'da terörün gittikçe tırmandığı yıllardı. Yollar kesiliyor, otobüsler durduruluyor, daha hayatının baharındaki kızlar, delikanlılar dağlara devşiriliyordu. Geceler ku

Bu haberler de ilginizi çekebilir