[Harun Tokak] Hatıran Yeter

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Mayıs 5 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın pazar yazısı

HARUN TOKAK



Düşte miyim yoksa hülyalı bir düşüncede mi, ben de bilmiyorum. Dalgalı bir denize bakan gül bahçesindeydim. Neden buradaydım, buraya nasıl geldim; bilmiyorum. 
Shakespeare ‘in “Tam bir sessizlik en tatlı bir musikidir.” sözünü hatırlıyorum. Burada sükûtun uyanmasını istemeyen, derinden çok derinden gelen bir müzik duyuluyor. Bütün ağaçlar, çiçekler, koltuklar, kanepeler, ışıklarla derinleştirilmiş tablolar hep birlikte ayrılık senfonisini çalıyor.
“Bizim iller sensiz, bizim iller ıssız”
Tıpkı benim gibi İstanbul da en tatlı rüyasında. 
Gözüme ilişen her bir eşya, her bir nesne bana derin bir hüzün veriyor. Yüreğim bir yanardağ gibi. Ateşe düşmüş bir yaprak gibi kavruluyorum. Mehtap, görünen her şeyi yumuşatıyor, hülyalaştırıyor, güzelleştiriyor.
Burası Altunizade FEM’in en üst katı: “Beşinci Kat.”
Hizmet Hareketi’nin hatıralar müzesi.  Bu kutlu mekânın her köşesi Hocaefendi’yi hatırlatan hatıralarla parlıyor.
Duvarlarda, ışıklarla derinleştirilmiş dünya haritası, Istırap Şiiri, Mescid-i Aksa, Medine’nin Gülü, Şemail-i Şerif tabloları... 
Minyatür tabiat parkı gibi olan kapalı terastaki Fethullah Gülen Hocaefendi’nin tekli koltuğu boş duruyor. Sanki sahibi hemen gelecek ve boş duran koltuğuna oturuverecek gibi bir hâli var.  Adam boyu ağaçlarda, rengârenk çiçeklerde, mini şelalenin labirentlerinde, her bir eşyada, her bir nesnede hazin rüzgârlar çığlıklaşıyor. 
Birden bir perde açılıyor…
Bir bayram sabahı….
Hocaefendi yine

Bu haberler de ilginizi çekebilir