[Harun Tokak] Özgürlük Ateşi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Temmuz 3 2022
Samanyoluhaber.com Yazarı Harun Tokak'ın pazar yazısı :Özgürlük Ateşi

HARUN TOKAK 



Binlerce insan, yüreklerini bir meşale gibi ellerine alarak Strazburg sokaklarında yürüyordu. Gözleri çakmak çakmaktı. Yüreklerindeki ateş gözlerinden taşıyordu. Avrupa’nın ilk özgürlük ateşinin yakıldığı yollardan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin merkezine doğru alevden bir ırmak gibi akıyorlardı. Gökte bulutlar, bir ara hararetlerini hafifletmek için harekete geçtiyse de sonra vazgeçti. 

Sessiz çığlıkların sesi olmak için yürüyorlardı. Kendi ülkelerinde parya muamelesi gören masum insanlar, yaşları seksenine dayanmış kanser hastaları, hücreye kapatılan hamile kadınlar, doğumhanede elleri ranzaya kelepçelenen anneler, hapishanelerdeki arkadaşları için yürüyorlardı. 

Onlara, “Siz bizim için çok değerlisiniz. Sizi unutmadık!” demek için yürüyorlardı. Kadın-erkek sırtlarına geçirdikleri alev rengi tişörtlerle ışık süvarileri gibiydiler. Gözleri ateş saçıyordu. Yıllardır güneşi görmeyen gözler, yürümeyi demir ranzalar arasında öğrenen bebekler için yürüyorlardı.

Görüş günlerinde “Baba, sen neden oradasın, neden eve gelmiyorsun?” diyen, peçeteye babasının resmini çizen “Babacığım, seni çok özledim!” diyen yavruların sesi olmak için yürüyorlardı. Bir orman yangınından kaçar gibi ülkelerinden kaçarken serin sularda can verenler için yürüyorlardı.

Çok adetleri değildi sokaklarda yürümek. Ama kardeşlerine yapılanlar artık canlarına tak etmişti. Ülkelerinde göz göre göre bir kıyım yaşanıyordu ve kimseden ses çıkmıyordu.
Pencerelerden, balkonlardan herkes akıp giden bu alevden ırmağa bakıyordu. Avrupa’nın ortasında gittikçe çoğalan, gözlerden ve göklerden dü

Bu haberler de ilginizi çekebilir