[Harun Tokak ] Seyyide Zeyneb

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Temmuz 23 2023
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın Pazar yazısı Seyyide Zeyneb
HARUN TOKAK 




Bu Muharrem günlerinde yeniden hatırladım onu.
Sekiz yıl önce en son gördüğümde çatısı çökmüş, duvarları yarılmış, yarıklarından otlar fışkırmış bir haldeydi.
Mekanlar da tıpkı insanlar gibi; doğuyorlar, belli bir süre yaşıyorlar, sonra ölüyorlar. Ama sadece bazı mekanlar ve bazı insanlar öldükten sonra da yaşamaya devam ediyor. 
Bizim köyümüzdeki Derviş Odası onlardan biridir.
Derviş Odası benim çocukluğumda özellikle kış gecelerinde bir köy akademisi gibi çalışırdı. 
Yatsı namazından sonra birer ikişer camiden çıkanlar, kar ve ayaza aldırmadan paltolarının eteklerini savura savura kar kelebekleri gibi Derviş Odası’nın yolunu tutardı.
Kış geceleri, ilim ve irfanına herkesin saygı duyduğu Mehmet Hoca, “Hayber Kalesi”, “Kan Kalesi”, “Hikâye-i Kesikbaş,” “Kerbela” gibi hikayeleri manzum nesir halinde tatlı bir makamda okurdu. 
Muharrem gecelerinde oda matemle dolardı.
Gece ilerledikçe, sohbet kıvamını buldukça emektar soba da köz gibi kızarır, yandıkça yanar, yokuş çıkan posta treni gibi sesler çıkarırdı.
İşte tam da o demlerde karların arasından, gecenin karanlıklarından, kitapların sayfalarından, satırların arasından Kerbela kahramanları bir bir çıkar gelirdi.
O kahramanlardan biri bir kadındı.
Susuzluktan dudakları kurumuş, gözleri suyu çekilmiş pınarlar gibi kan çanağı, üst-başı toztoprak, perperişan...
Adı Zeyneb’ti… Seyyide Zeyneb.
O benim duyduğum, dinlediğim dünyanın en kahraman kadınlarından biriydi.
Sıra Seyyide Zeyneb’in, gam kervanlarının uğrak yeri olan Kerbela’da ağabeyi İmam Hüseyin’le veda sa

Bu haberler de ilginizi çekebilir