İnsani haklar lütuf değil haktır

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Aralık 23 2024
Samanyoluhaber.com yazarlarından Cuma Karaman yeni yazısında, demokrotik olmayan topluluklarda hala büyük bir problem olan insan hakları üzerine dikkat çeken bir köşe yazısıyla okurlarının karşısına çıktı.
Temel insan hakları, ne bireyler ne de devletler tarafından fert ve topluma bir sadaka, lütuf ya da yardım olarak verilmez. Bu haklar asla sadaka, lütuf veya yardım olarak görülmemeli ve gösterilmemelidir.

 

Bir anne-baba, çocuğuna istediği ismi verebilir ve onunla dilediği dilde, anadilinde konuşabilir. Ne yazık ki, bizler (Kürtler, Zazalar, Lazlar) bu hakları kullanmaya çalıştığımızda, “Müslümanların kardeşlik birliğini bozuyorsunuz” veya “Devlete karşı geliyorsunuz” gibi ithamlarla karşılaşıyoruz. Bu yaklaşım, temel hakların doğasına aykırıdır.

 

Bu tür söylemler, bireylerin en temel hak ve özgürlüklerini kullanmalarını engelleme amacı taşır ve hakların kaynağını halkın iradesi ve insan onuru yerine devletin veya bir grubun lütfu gibi göstermeye çalışır. Oysa temel haklar, insanın insan olmasından kaynaklanır ve hiçbir otoritenin iznine bağlı ve tabi değildir.

 

Bir bireyin anadilinde konuşması, çocuğuna istediği ismi vermesi veya kültürel kimliğini özgürce ifade etmesi, ne bir “birlik bozma” eylemidir ne de “devlete karşı gelme”dir. Tam tersine, bu hakların korunması toplumsal barış ve kardeşliğin teminatıdır. Çünkü bir toplumu güçlü kılan, farklılıkların baskılanması değil, o farklılıkların tanınması ve bir arada yaşanmasıdır.

 

Devletin görevi, bireylerin haklarını sınırlamak değil, bu hakları korumak ve güvence altına almaktır. Devletin ya da herhangi bir grubun, bireylerin en doğal haklarını bir tehdit unsuru gibi göstermesi, toplumsal güveni ve adaleti zedeler. Bu yaklaşım, otoriter bir yönetim anlayışının göstergesi olup, insan haklarına dayalı demokratik bir toplum anlayışıyla bağdaşmaz.

 

İnsan haklarını bir tehdit olarak gören bir anlayış, esasında toplumdaki barış ve kardeşliği bozan asıl unsurdur. Çünkü bireylerin kimliğini, dilini, kültürünü ve inançlarını özgürce yaşamasına izin vermeyen bir sistem, baskı ve çatışmaya zemin hazırlar. Bu nedenle, herkesin haklarına saygı gösterilmesi, to

Bu haberler de ilginizi çekebilir