Mahkeme salonunda sözde tanıklarla yüzleşme...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Haziran 4 2018
''Birinci tanık, ikinci tanık, üçüncü tanık… Bir zamanlar birlikte çay çorba içilip güzel şeylerden bahseden bu insanlar iftira ile farklı cephelere sürüklenmiş. Kader şimdi onları bir araya getirmiş, yüzleştiriyordu. Kalbim sıkıştı. Böyle mi olacaktı Allah’ım, dedim. ''
Fatma Betül / TR724

Hayatında ilk kez bir mahkeme salonu görecek olanlara ve ömründe ilk kez duruşmaya katılanlara has bir heyecanla binmiştim aracıma. Birkaç saate duruşmamız başlayacaktı. Kim bilir yalnızlığımı bir Barış Manço şarkısı ile paylaştığım bu demlerde, belki de saatler sonra Sevdiceğim, Canım eşim yanımda oturacaktı. Gözlerim yan koltuktaki boşluğa baktı. Hafifçe gülümsedi dudaklarım.  Şehrin büyük ve yüksek kapılı çok da uzak olmayan, bir zamanlar önünde özgür basın için nöbetler tuttuğumuz adliye binasına henüz varmamıştım. Hala gökyüzünü görebiliyor, denizin ve körfezin kokusunu duyabiliyor, nefes alıyordum. Oysa aylar öncesinde alınmıştı özgürlüğüm ellerimden sanki. Sanki haksız yere tutuklanan bendim de, yalnız bedenim dışarıda kalmıştı. Cesetsiz bir ruh gibiydim önceleri. Sonra sonra lokmalar geçti boğazımdan. Boğazım düğüm düğümken.  Bu duyguyu bilir yaşayanlar. Eksiktir her şey fazlayken bile. Yiyecekler fazladır sofrada ama o yoksa doyurmaz sizi hiçbir şey. Çorbanın tuzu eksiktir. Salatanın ekşisi yoktur. Tatlı hiç olmamıştır. Ya da size görünmüyordur.
 
Eksiktir sevinçler. Değil mi ki bir yarınız içerdedir. Öyleyse evladınızın “Anne, bak çiçek topladım sana” deyişi bile “babamla topladık” diyemeyişi kadar eksiktir. Güzel hikayeler anlatılmaz, içli ve dokunaklı şiirler okunmaz olur. En hoş anıların hep bir yanları eksiktir. Tamamlamak istersiniz ama işte siz de eksiksiniz.

Tüm eksikler tamamlanmayı bekler. Tüm ayrılanlar yârini. Bir kalemin ancak bir kağıtla buluşunca tamamlandığı gibi. Yazılmak kağıdın, yazmak kalemin kaderi. Tutsak edilen senken, tutsaklık benim kaderim olduğu gibi…

“Ellerin Canım, bileklerin çok acıdı mı?” diye soramadım..

İki küçük yavrumun babalarına kavuşup kavuşamayacağına olan düşüncelerimle. Tekrar ber tekrar dinledi

Bu haberler de ilginizi çekebilir