Menemen Belediye Başkanı'na Kubilay'ı anma töreninde konuşma yasağı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Aralık 8 2015
İzmir'in Menemen ilçesinde, 23 Aralık 1930'da şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve arkadaşlarını anma töreninde, CHP'li Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin'in konuşma yapması İzmir Valiliği tarafından yasaklandı. Şahin, daha önceki törendeki konuşmasında, Gezi olaylarında ölenlerin isimlerini anmış ve yolsuzluk soruşturmalarına değinmişti.
İzmir'in Menemen ilçesinde, 23 Aralık 1930'da şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve arkadaşlarını anma töreninde, CHP'li Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin'in konuşma yapması İzmir Valiliği tarafından yasaklandı. Şahin, daha önceki törendeki konuşmasında, Gezi olaylarında ölenlerin isimlerini anmış ve yolsuzluk soruşturmalarına değinmişti.

Valilik tarafından kaymakamlık aracılığıyla iletilen bilgide, Bayram ve Anma Törenleri Yönetmeliği gerekçe gösterildi. Yasağı değerlendiren Başkan Şahin, planlı ve insanları soğutmak için alınan bir karar olduğunu söyledi.

'KONUŞMAM İDEOLOJİK BULUNMUŞ'

İzmir Valiliği'nin aldığı yasak kararına şaşırdığını dile getiren Şahin, "Ben seçilmiş bir belediye başkanıyım. Bu, planlı bir karar. Orada 50 yıldır anma töreni oluyor ve belediye başkanları da konuşuyor. Konuşmam ideolojik bulunmuş. Olayın zaten kendisi ideolojik. Bağdan geçen, tarladan geçen birisinin başını kesmiyorsun, bir askerin başı kesildi. Cumhuriyete karşı yapılan bir şey var. Karara gerçekten şaşırdım. Demokrasiye de ters buluyorum. Alternatif konuşma yapabilirim ama yapmayacağım. STK'lar yaparsa yaparlar. Tören alanında konuşma hakkım var. Seçilmiş belediye başkanıyım, yoldan geçen birisi de değilim. Belli kitleyi temsil ediyorum. Bu yapılanı da planlı, insanları soğutmak için yapılan bir eylem ve karar olarak nitelendiriyorum." dedi.

Menemen Belediye Başkanı Şahin, geçen yılki anme töreninde yaptığı konuşmada şunları söylemişti: "Bugün 16. konuşmamı gerçekleştiriyorum. Yıldız Tepe'den, din tüccarlarının din adına ne denli aymazlıklar sergilediklerini, yurttaşlarımızın tertemiz dinî inançlarını nasıl sömürdüklerini, dini kılıf yaparak minareyi nasıl çaldıklarını anlata anlata bir kaldık bunca yıl ancak bir türlü anlatamadık. Sesimizi duyurabilmek için Osmanlıca tercüman bulmamız mı gerekiyor? En sonunda yine minareyi çalarken bu kez aymazlıklarından dolayı, kılıfa bile gerek görmeden nasıl götürdüklerine dünya âlem birlikte tanık olduk. Bu olanlardan hiçbir payımız olmas

Bu haberler de ilginizi çekebilir