Prof. Dr. Bolat: Canlıdan karaciğer naklinde Türkiye en başarılı ülke

Organ Nakilleri Bilinçlendirme ve Geliştirme Derneği Başkanı Prof. Dr. K. Yalçın Polat, Türkiye'de yapılan karaciğer nakillerinin yüzde 80-85'inin canlı vericiden, yüzde 15-20'sinin de kadavradan gerçekleştirildiğini söyledi.

Karaciğer nakilleri ve hastayı nakil sürecine götüren nedenlere dikkat çekmek amacıyla, Türkiye'nin önde gelen cerrah, hepatolog ve gastroenterologlarını 12 Aralık'ta The Ritz Carlton Hotel'de bir araya getiren "Karaciğer Nakli Eğitim Toplantısı'nda konuşan Prof. Dr. Polat, "Türkiye'de kadavra organ bağışı gerçekten yetersiz durumda. Yılda biz 400 civarı kadavra organ çıkarabiliyoruz. Ancak olması gereken rakam 1700-1800'lerde. Çok ciddi bir açık var." diye konuştu.

Türkiye'de, Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre şu anda kayıtlı olan 2 bin 200 kişinin karaciğer nakli olmayı beklediği ve bu sayının gerçekte 8 bin ila 10 bin kişi olarak tahmin edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Polat, "Son 13-14 yıla bakıldığında ise ülkemizde organ nakli konusunda önemli gelişmeler yaşanıyor. Yılda toplam 4 bin 500 civarında gerçekleştirilen nakillerin 1.200'ünü karaciğer nakilleri oluşturuyor. Canlıdan nakillerde çok başarılıyız ve dünya birincisi konumundayız. Ancak bu durum dünya ülkelerinden faklı olarak organ bağışının ülkemizdeki yetersizliğinden kaynaklanıyor. 250 milyonluk ABD'de yıllık canlı vericiden nakil sayısı 200 iken, bu sayı Türkiye'de yılda 980-1000 arasında değişiyor." açıklaması yaptı.

Türk doktorların canlı vericiden organ nakilleri konusunda yurt dışında eğitimler verdiğini anlatan Polat, yine ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın her ülkesinden cerrahın bu konuda gerekli eğitimleri almak için Türkiye'ye geldiğini ifade etti. Prof. Dr. Polat, "Dernek olarak toplumda organ bağışı bilinci oluşturmak ve öncelikle kadavradan organ nakli yapabilmek için çalışıyoruz. Düzenlediğimiz eğitim kurslarımızda da bağışın önemini vuruluyoruz. Önümüzdeki dönemlerde bu eğitim kursunu uluslararası platforma taşıyarak daha geniş kitlelere ulaşmayı ve özellikle ABD'