Sanki her yer Paris...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Aralık 1 2016
Kapatılan Bugün TV Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros tr724 .com internet sitesinde yayınlanan yazısında Türkiye'nin halini analiz etti.


90 yaşında ölen Fidel Castro devrimci mi diktatör mü? En doğrusu, İngiliz Sun gazetesinin başlığı, “bir devrim ikonu”. Bizde solcular İnönü’ye, sağcılar Menderes’e laf söyletmez, bu tavır semboller için de böyledir. Tek doğru da yoktur. Misal, “Ulu Hakan” Abdülhamit, “Vatan Şairi” Namık Kemal’i sürgün eder. “Şahbaba” Vahdettin, Nutuk’ta “hain” olarak geçer. “İstiklal Marşı” şairi Mehmet Akif, istiklal harbinden sonra yurdu terk eder. Tan gazetesi baskını “Milli Şef” dönemine rastlar. Aynı şef, İkinci Cihan Harbi’nde ülkeyi savaşın dışında tutarak yok olmasını önler.

Nazım Hikmet, “Tek Adam” ve “İkinci Adam” dönemlerinde hapistir. 50 yaşında tahliye olunca Menderes askere çağırır. Nazım’ı Rusya’ya kaçıran Refik Erduran, bugünkü Kültür Bakanı’na tiyatrocuları jurnalleyen aynı kişidir. Menderes, Nazım Hikmet’i vatandaşlıktan atar, Cumhuriyet gazetesi de “doya doya yüzüne tükürün” diye Nazım’ın resmini birinci sayfaya basar. Külliyat olur bunlar.

İNSANI AFALLATAN ŞEY

Fidel Castro, 1956’da bir düzine adamla dağa çıkmış, 3 sene içinde Küba’yı teslim almıştır. Şimdi ülkeyi 85 yaşındaki kardeşi yönetiyor, Raul Castro. Che Guevera ile ağabeyini tanıştıran üç “comandante”den biridir. Nazım Hikmet, devrimin ilk zamanları Küba’ya gider ve şöyle bahseder: “Küba’ya gittim, Havana’ya. Orada iki şeyi gördüm. Küba halkını gördüm. O görülecek şey yani. Sonra, o halka layık başka bir şeyi gördüm. O da yani insanı afallatan şey, Fidel Castro’yu gördüm.”

2003’te demokrasi aktivisti ve gazeteci 75 kişiyi tutuklatmaktan çekinmeyen Castro’nun şu sözü meşhurdur: “Bir katilin, bir hırsızın başbakan olduğu bir cumhuriyette, dürüst kişilerin yerinin ya mezar, ya cezaevi olduğunu anlayabilmek zor bir şey olmasa gerek.”

</

Bu haberler de ilginizi çekebilir