Türkiye nasıl mafya ülkesi oldu?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Kasım 8 2022
Samanyoluhaber.com Yazarı Nurullah Kaya 'Türkiye'nin nasıl dünyanın uyuşturucu merkezi olduğu' konusunu araştırdı. Araştırmanın ikinci bölümünü yayınlıyoruz

 NURULLAH KAYA 

Pablo Escobar, bir dönem Kolombiya’da fakir kesimin kahramanıydı. Hastaneler, sosyal konutlar, stadyumlar, parklar gibi halk için birçok cömert yatırımlar yapmış ve insanların gönlüne girmiş bir isimdi Escobar. Kendisini terk edilmiş hisseden sosyal sınıfların sempatisini kazanmayı başarmış, aynı zamanda yıllarca sayısız kişiyi koruyup muhafaza etmişti. Hatta "Robin Hood" lakabıyla anılıyordu. Bu sevgi seli onu 1982 yılından Kolombiya Meclisi'ne kadar taşımıştı. Yaşadığı dönem dünyanın en zenginler listesinde yer alan Escobar’ın yıllık ortalama kazancı 22 milyar dolardı. Kolombiya devlet bütçesinden daha fazla parası vardı. Öyle ki paralarını koyacak yer bulamadığı için su bidonlarına kadar her yeri parayla doldurduğu ortaya çıkmıştı. Geri kalmış fakir ülkesinin kurtuluşunu kendi yöntemleriyle düzeltme hayallerinde olan gelmiş geçmiş en büyük uyuşturucu baronuydu Escobar. “Halkın sevgisini kazan ve onlara parandan dağıt” felsefesi kendinden sonra gelen mafya liderlerine ilham kaynağı olmuştu… 

Kurtlar Vadisi gibi mafya dizilerinin hayranlığıyla yatıp kalkan Türkiye’de de irili ufaklı birçok Escobar portresi görebilirsiniz. Abdullah Çatlı, Alaaddin Çakıcı, Sedat Peker, Ali Yasak, Hüseyin Baybaşin... Bunların bazılarıdır. Şimdilerde kara para aklama ve uyuşturucunun önemli merkezlerinden biri olan Türkiye, başka ülkelerin mafyalarının ve çetelerinin hüküm sürdüğü bir yer haline geldi. Bilim ve iş adamlarını ihraç etmekte çok başarılı olan AKP Hükümeti mafya ithalatı yaparak bu alandaki cari açığı kapatmayı başardı. İstanbul’un en pahalı villalarında yaşayan ve değersiz Türk lirasıyla istediği her şeyi ve herkesi satın alan yabancı uyruklu mafya liderleri Türkiye’de başta uyuşturucu kaçakçılığı ol

Bu haberler de ilginizi çekebilir