Vagon sınıflar ve mafyanın tehdit ettiği öğretmen

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Temmuz 10 2018
''Gana-Akra’da iki çocuğumuz oldu. Oradaki çocuklar gibi yaşıyorlar. Ayakkabı kültürü yok. 2,5 yaşındaki kızım yalın ayak dolaşıyor. Onlar gibi eliyle yemek yiyordu. Daha sonra Türkiye oradaki öğrencilerimizin gözünde birinci sınıf ülke haline geldi''
Abdullah Aymaz / samanyoluhaber.com

Sungay mafyası, İlyas Hocayı tehdit ediyordu. Çünkü tren katarından vagon sınıflar yapmışlar ve bu vagonların parasını ödeyememişlerdi. Mesele mafyaya havale edilince de artık iş ölüm kalım haline gelmişti. Mafya bastırıp para istiyor, ama o günlerde Türkiye’de de müthiş sıkıntı vardı ve bir türlü para gönderilemiyordu. Neticede onlar ölüm kararı almış ve İlyas Hoca'ya bildirmişlerdi. İlyas Hoca ne yapsın, Cenab-ı Hakka iltica edip ızdırarî bir duaya başlamıştı. Durmadan dua ediyordu. “Öldüreceğiz” dedikleri gün gelmişti. Bir de duyuldu ki, Mafya Babası öldürülmüş! Başka bir mafya ile çatışırken ölmüş. Cenab-ı Hak İlyas Hocayı böylece kurtarmıştı. Daha sonra  mafya babasının oğlu İlyas Hoca'nın ayağına gelmiş ve çok uygun şekilde yeni bir anlaşma yapılarak mesele tatlıya bağlanmıştı. Hem de paranın bir kısmını da bağışlamıştı… İşte o günlerde Prof. Kemal Karpat ve Nevval Sevindi Sungay’a gitmişler ve vagon sınıflarda verilen dersleri görünce göz yaşlarını tutamamışlardı.

Yine Sungay’daki bir öğretmenimiz (M) Bey anlatmıştı: “İçinde bulunduğumuz apartmanda, hemen bizim alt katımızdaki evde yangın çıktı. Aceleyle kapıya koştum. Kapı kolu elimde kaldı. Kapı kapalı. Zaten karanlık… Bir de ortalığı duman kaplamış vaziyette. Yüzde yüz ölüm görünüyor. Ben artık ‘Eğer ölürsek, zaten arkadaşların maddî durumu çok kötü. Bizi yani üç cenazeyi Türkiye’ye nasıl götürebilirler’ diye düşünüyorum. Herşeyin bittiği bir anda üçümüz de yere düştük. Birden bir el kaldırdı ve bizi incitmeden yere bıraktı. Kapımızın nasıl açıldığını bile hatırlamıyorum. Böylece kurtulduk. Oğlumuzun ismi Süleyman; Orta Asya’ya  ilk giden sahabenin ismi… İlk doğan çocuğun ismi de Süleyman… Bu nasıl tevafuk!..”

Ali Haydar Bey anlatmıştı: Amerika’ya ilk dönemler gittiğimde bir okulumuzu ziyaret etmiştim. Bir öğretmen: “Bu bölge Afrika kökenlilerin çok olduğu bir bölge… Biz de yeniyiz. Öğrenciler çok yaramaz. Saçla

Bu haberler de ilginizi çekebilir