Cümle Alem Başkan Görsün!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

07 Şub 2021 12:29
  • Fakültede İslam Felsefesi derslerine gelen ilginç bir hocamız vardı. Hani o, öğrencilerin anfiyi doldurduğu ve blok yapılan dersleri veren kaliteli öğretim görevlilerinden biri! Yoğun ders havasını, her derste bir kaç kez tekrarladığı “Onu ben bilemem!” klişesi ile böler ve bütün anfi gülmekten kırılırdı. 

    İslam Felsefesi Tarihi konusundaki geniş bilgisine diyecek yoktu. Günlük-popüler konulara girdiğinde, kendince geliştirdiği anlaşılır, makul, ikna edici zihni bir formülü vardı. Mezuniyetten sonra, dünyanın yörüngesini değiştireceğine inanmış idealist üniversite talebelerinin gündeme dair sorularına cevaplarken, o sihirli cümleyi yerleştirecek uygun bir zemin oluşturmayı bilirdi.

    “Ekonomi düzelir. Terör önlenebilir. Zalim ve müstebit iktidarlar kalıcı olmaz!” gibi alışılmış problemleri dile getirince, öğrenciler hep bir ağızdan “Hocam, madem bu kadar kolay, o zaman çözümü de bizimle paylaşın!” diyerek tartışmaya katılınca, Hoca “Onu ben bilemem!” spot cümlesini yerleştirdikten sonra, “Nasıl olacağına ait bir fikrim yok ama, dünyada bu gibi sorunların üstesinden gelen ülkeler var!” diyerek iddiasını delillendirmeye bayılırdı. Soruyu soran öğrenciler, bile bile lades olmanın zevki ile bütün sınıfın kahkahasına katılırlardı. Hocalığı sanat haline getiren sempatik bir öğretim görevlisi idi vesselam! Şu kadar yıl sonra, o anahtar cümle ile ne çok problem çözdüğüme ben bile şaşırıyorum!

    Türkiye'de Milli Otomobil ütopyasına  değinmeyeli epey bir zaman geçti. Son seçim döneminde, bahçıvan kılıklı bakanın yerli diye selfi verdiği otomobilden hala bir haber yok. Böyle defolu bakan ve Saray Beslemeleri, bu tür atılım ve yatırımların yanında ve başında durdukları sürece, ülkenin bırakın milli ve yerli otomobil üretmeyi, mevcut vasıtalara benzin tedariği bile şüpheli. “Bunlar otomobil üretemez!” demiştik. Geldiğimiz nokta itibari ile haklılığımız ortaya çıktı ama, bu tür beceriksizliklere karşı galibiyetin de tadı olmuyor!

    Almanya'dan transfer edilen Türk asıllı futbolcu için düzenlenen devlet töreninden sonra, geçtiğimiz haftalarda, aklını başına toplamaya çalışan Saray bu kez Elon Musk ile görüşülmeye başlandığını duyurdu. Dış dünyadan Türk medyasını takip edenlerin şaşkınlığını bir düşünün. Bir hafta önce, lig takımlarından birine transfer olan futbolcu ile Cumhurbaşkanı. Benzer bir karede bu kez Cumhurbaşkanı ve Elon Musk. Dış gözlemciler de bizim gibi “Devlet başkanlarının daha önemli işlerle uğraşması gerekmiyor mu?” diye düşünmüşlerdir. Bu arada, internet sayfalarında manşetlere konulan Musk-Cumhurbaşkanı karesi eski, hem de çok eski. Çünkü haberin yapıldığı günlerde Elon Musk, GameStop'ın Wall-Street'e attığı döner tekmeyi ti'ye alıyordu. Bu tür eski resimler okuyucuları yanıltıyor. Geçen hafta Biden ile Cumhurbaşkanı'nın sarıldıkları kareyi gören okurlar “Sen Biden, Saray'ın telefonlarına çıkmıyor diyorsun. Peki bu resim ne?” diye çıkışıyorlar. 

    Elon Musk akranlarını kıskançlıktan çatlatacak, sıradışı bir mühendis olmanın yanında iyi bir iş adamı. Geçtiğimiz aylarda,  Elektrikli Otomobil konusunu, mühendislik sektörünün tartışmasız duayenleri sayılan Alman meslektaşlarına da anlattı. Almanya ziyareti de bir iş görüşmesiydi ve Başbakan Merkel'in katıldığını duymadık. Gösteriş budalası Trump bile, başkanlığı zamanında, Elon Musk'ın gerçekleştirdiği onlarca projeden hiçbirinde hazır bulunmadı. Hayret, Trump bile bu tür şeylerin Başkan'a yakışmayacağını fark etmiş! 

    Cumhurbaşkanı'nın, Elon Musk ile hangi meseleyi konuştuğu ile alakalı bir ipucu yok. Aklımıza “Ya hu Elon! (Sık sık görüştükleri için böyle senli-benli olmaları normal!) Büyük damadı boşver, ben onu Saray'da meşgul ederim. Eğer küçük damada projelerden birinde bir iş ayarlarsan çok hora geçer!” diyebileceği ihtimali geliyor ama, bu sadece bir tahmin. Yine de yabana atmayın!

    Devlet erkanı, Yerli ve Milli Otomobil projesi üzerinde çalışıyor olunca, konunun otomotiv sanayii üzerinde olabileceği daha akla yatkın. Mars'a SpaceX yollamasına rağmen Elon Musk'ın en bilinen imzası Tesla Serisi. Saray, büyük yatırım yaptığı ve başına yukarıda bahsettiğimiz sevimsiz bakanı koyduğu Yerli ve Milli Otomobil projesinden ümidini kesmeye başlamış olmalı ki, vaziyeti kurtarmak için Elon'a yeni bir teklif götürmüş olabilir. Hatırlarsanız bir önceki görüşmede, söz konusu bakan çıtayı yükseltip “Biz uçan araba projesi üzerinde çalışıyoruz!” diyerek, misafir Elon'a dirsek göstermişti. 

    Baştan söyleyelim, Tesla'nın ambalajlanıp Türkiye'ye getirilmesi, Yerli Otomobil üretiminden daha zor ve imkansız. Neden canım, parası ile değil mi? Değil! 
    Türkiye'de bir kaç mirasyedi zengin ya da devlet malına çöreklenmiş, gösteriş meraklısı, görgüsüz siyasetçinin otomobil merakı bizi ilgilendirmiyor. Tesla'nın sektör olarak bir ülkeye girmesi ciddi bir altyapı meselesi. ABD'deki bir çok eyalet -New Jersey bunlardan biriydi- daha düne kadar, altyapı eksikliklerinden dolayı Tesla'ya eyalet kapılarını açmadı. Zorunlu sigorta şirketleri, Tesla'nın ürünlerine sigorta poliçesi vermekte ayak diretiyorlar. Çünkü herhangi bir arızayı, Ümraniye Sanayi Sitesindeki Behçet Usta'ya ya da Tofaşçı Binali Usta'ya yaptırma şansınız yok. Hele, gazyağı ile çalışan otomobil ürettiğini iddia eden Rizeli Temel Usta'ya hiç gidemezsiniz! O mutlaka, Elon'a inat, su ile çalışan bir otomobil üretmek ile meşguldür. 

    Halep oradaysa, arşın burada. Geçen hafta Tesla, 2012-2018 S ile, 2016-2018 X-Modellerinden 135 bin aracı dokunmatik ekranlardaki arızadan dolayı geri çağırdı.(1) Şirket, bu araçlardaki arızayı ücretsiz olarak tamir edecek. Yani mesele, Rusya'nın hastalıklı diye geriye gönderdiği domates, salatalık, kuru soğan gibi ihraç edilen ürünlerin geri çevrilmesinden sonra, sessiz sedasız iç piyasaya sürülmesi gibi bir laubaliliğe müsaade etmeyecek kadar ciddi.

    Saray, otomotiv sanayii konusunda bir şeyler yapıyor görünmeyi kafaya takmış. Musk görüşmesinden bir kaç gün sonra, kapalı bir parkurda şoförsüz bir otobüsün, Cumhurbaşkanı tarafından tanıtıldığına şahit olduk. Hazret “Aman bir şey olmasın!” telaşını gizleyemiyordu ama, yine de şoför mahallinde kadrajlara görüntü vererek, otomotiv sektöründeki önderliğine dikkat çekti. Tabii ki, kullanıcısız otomobillerin, Tesla, Amazon ve Google tarafından gerçek trafikte denendiği, başarısızlığın giderilmeye çalışıldığı ayrıntıları Saray'ın neşesini kaçıracağı için gündeme getirmek doğru olmaz. Mesele, Cumhurbaşkanı'nın reklamı ise, gerisi teferruat öyle değil mi? Hele Covid-19'u ağzınıza almayın, Saray çok gıcık oluyor!

    Hac hatıraları herkes gibi benim de dikkatimi çeker. Mukaddes toprakları ömründe bir kez ziyaret etme şansı yakalamış Hacı Efendiler'in bu lüksüne dokunmayalım. Hac Görevlilerinin, Şeytan'ın hilelerine karşı uyarılarını da dikkate almak önemli. Bu nasihatler ile zihni hazırlığını yapmış bir hacı adayı, abdest musluğuna elini yaklaştırdığında, daha musluğa dokunmadan suyun aktığını görünce, hadisenin şeytanın bir vesvesesi olduğunu fark eder. Sadece bu mu? Koridorda yürüdükçe önündeki ışıklar yanıp, geride bıraktıkları söner. Safa ve Merve arasında sa'y ederken, sağlı-sollu ışıkların kendisine eşlik ettiğini fark eder. Dahası, yaklaştığı kapılar kendiliğinden açılır ve kapanır. Birbiri ardına bu olayları gören Hacı Efendi, “Eh, bu kadarı da Şeytanın Hilesi olamaz, canım!”  diyerek haccın aşikare semereleri ile ikna olduktan sonra, “Ya Rabbi! Kul gör!” edasıyla gökyüzüne bakar!

    Saray'ın bir hafta içine, Alman futbolcuyu karşılama, Elon Musk ile görüşme, kamuoyu yoklamalarında birinci sıraya yerleşme ve kapalı parkurda şoförsüz otobüs manevralarına şahit olan havuz medyasının “Daha ne olsun? Cümle alem Başkan görsün!” diyerek, muhaliflere 'Nanik!' yapmaktan ne derece haz aldıklarını siz tahmin edin.!

    “Tesla Türkiye'ye ne zaman gelir?” sorusuna karşı, Fakültedeki Hocamın cümlesi ile cevap vereyim; “Onu ben bilemen ama, geldiğinde mutlaka haberiniz olur!” Şu kadar var ki, mevcut iktidar, bırakın Tesla gibi bir dünya markasına piyasa oluşturmayı, Yerli ve Milli bir Otomobil üretecek rüşd ve melekeye sahip değil. Onlar despotça abandıkça, her şeyden biraz daha uzaklaştıklarının farkında bile değiller. Hoca, “Despot idareler kalıcı olmaz!” derken de haklıymış!

    Kadir Gürcan
    07 Şub 2021 12:29
    YAZARIN SON YAZILARI