Sümeyra

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Nisan 13 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Harun Tokak, vefatıyla insanları büyük bir üzüntüye boğan 15 yaşındaki Sümeyra için yazdı.


Sümeyra
Kıştan yeni çıkmış ıslak ve bereketli toprak, ilkbahar güneşine göğsünü açmış, bağrında hayatla ilgili ne var ne yoksa hepsini ortaya dökmeye hazırlanıyordu.
Bahar, dallarda çiçek çiçek gülerken, analar, kınalı kuzularını; kızlar, gelinler sevgililerini Uhud’a uğurluyordu.
Veda tepesinde anaların elleri öpüldü, çocuklar son kez kucaklara alındı, koklandı.
 Annelerine emanet edildi.
Güzeller güzeli Hazreti Mus’ab’ın hanımı Hamne binti Cahş da kocasını uğurlamaya gelmişti.
Genç Mus’ab’ın elinde muhacirlerin sancağı vardı.
 Son defa göz göze geldiler.
Bu ânın onların birbirine son bakışı olduğunu nereden bilebilirlerdi?
Hazreti Hamza’nın kızı Fâtıma da babasını uğurlamaya gelmişti. Allah’ın Aslanı kızını kucakladı, kokladı.
Hazreti Sümeyra da uğurlayanlar arasındaydı.
Ordu Uhud’a doğru akmaya başladı.
 Uhud sarp bir yokuştu.
Bir ara  ‘’Resûlullah (s.a.s.) öldü’’ şayiası Medine’ye kadar ulaştı. Medine dört bir yandan kopan çığlıklarla sarsıldı. Ocakta sacını bırakan, ateşini külleyen, kapısını çarpan, kimi atlı, kimi yayan, akşam kızıllığında bir yangına koşar gibi Uhud’a doğru koştu.
Aralarında Hazreti Sümeyra da vardı.
Hem koşuyor hem konuşuyordu: “Ben oğullarıma, kocama, babama, kardeşime hepsine, ‘Sakın Resûlullah’a bir şey olursa eve dönmeyin!’ diye tembih etmemiş miydim?”
 Uhud’un girişinde Hazreti Sümeyra’yı tanıyan sahabiler ona kumların üzerinde yatan bir ceset gösterdiler;
 “Sümeyra! Bak baban!”
   “Resûlullah nerede? Onu bana gösterin!”
 Az ileride bir el kalktı…
“Sümeyra bak oğulların!”
 İki yavrusu da kütü

Bu haberler de ilginizi çekebilir