Gonca dergisi editörü, yazısında bu konuyla ilgili ipuçları da vermiş: “Arkadaşımız, portakal çiçekleri, sağ gözümü, vişneler, iyiliklere sevinecek kalbimiz, öğretmenimiz, babaannemiz, elma bahçeleri, muhabbet kuşları ya olmasaydı.” Ardından da “Çevrene bu gözle daha dikkatli bak ve o rengârenk dünyanın resmini çizip bize yolla!..” diyerek çağrıda bulunmuş. Hikâye yarışması için her zaman olduğu gibi bir sınırlama yapılmamış… Ödülleri de var elbet… Birinciye 1000; ikinciye 750; üçüncüye 500… bu ödüllerden biri sizin olabilir… O zaman aman geç kalmadan yarışmaya katılın… Derginin içerisine doğru yaptığımız seyahatte “Hayırdır İnşallah” köşesi bizleri karşılıyor. Bu köşede okurların yaptığı iyilikler tanıtılıyor. Tanıtılıyor ve onların da iyilik yapma seferberliğine katılması isteniyor. Derginin sayfaları arasında dolaşırken ilgiyle takip edilen Gizli El köşesinde “Keçi Padişah” yazısını görüyoruz. Mizahi bir dile sahip bu köşenin müptelaları da hazırladıkları sorularla verilen hediyeleri alabilmek için yarışıyorlar. Her ay verilen yüzlerce hediyenin yanında “Robot Kiti”, “Mikroskop” veya “Küre” bu köşenin okurlarına yapılan değerlendirme sonrasında veriliyor. Bakalım bu ay hediyeleri kim kazanacak? İlgiyle takip edilen sevimli kahraman “Hayret Et” bu sayıda bir resim çiziyor ve ortalık birden karışıyor. Çiftliktekiler ne olduğunu anlamadan kendisini göklerde buluyor. Hayret Et’in sırrını çözmek için okurlarından yardım bekliyor Gonca dergisi…. Ayrıca çizgileriyle tanıdığımız Osman Turhan ile Gülkiraz yapılan röportajla okurlarıyla buluşuyor. Onların, bu yazıyla verdiği bir de müjdeleri var. Ne müjdesi mi; onu söylersek müjdelikten çıkar… Ne diyelim müjde vereniniz çok olsun…