İnsülin iğnesiyle koştuğu maratonu 3. bitirdi

Danimarkalı şeker hastası sporcu, Türkiye'nin ilk Ultra Maratonu'nu 3. tamamladı.


Soeren Kruse Lılleore, 6 gün süren maraton boyunca yanında taşıdığı insülin iğnesini kullanarak koştu. Muğla'nın Fethiye ilçesindeki Ölüdeniz'den 10 Ekim'de başlayan 'Likya Yolu Ultra Maratonu' Antalya'nın Tekirova beldesindeki Phaselis Antik Kenti'nde son erdi. 15 sporcunun katıldığı maratonda yaklaşık 220 kilometrelik parkur geçildi. Ölüdeniz'den başlayan maratonda sporcular, 28. kilometrede Sidyma Antik Kenti, 71. kilometrede Patara Plajı, 109. kilometrede Simena Antik Kenti, 142. kilometrede Dalyan, 189. kilometrede Adrasan Koyu ve 220. kilometrede Phaselis Antik Kenti'ne ulaştı. Sporcular bitiş noktası Phaselis'e vardıklarında 6 günü geride bırakmış oldu. Türkiye'nin ilk ultra maratonunu 31 saat 52 dakika 15 saniye ile Mustafa Kızıltaş birinci, 33 saat 1 dakika 35 saniyeyle Hüseyin Polat 2. bitirdi. Danimarkalı Soeren Kruse Lılleore'nde 35 saat 20 saniyelik derecesiyle yarışmayı 3. sırada tamamladı. Danimarkalı sporcunun mücadelesini rakiplerinden farklı kılan bir yönü vardı. Şeker hastası olan Soeren Kruse Lılleore, 6 gün boyunca insülin iğnesini de yanında taşıyarak koştu. Maraton boyunca yanında taşıdığı insülin iğnesini kullanarak koşuya devam eden Soeren Kruse Lılleore'nin azmi rakipleri tarafından da alkış aldı. Bitiş çizgisine vardığında yorgun olduğu gözlenen Soeren Kruse Lılleore ilk olarak su içti. Maratonu değerlendiren Soeren Kruse Lılleore, etabın zorlu olduğunu ifade etti. 220 kilometrelik maraton boyunca bazı etaplarda tırmanmak zorunda kaldığını anlatan Soeren Kruse Lılleore, bunun kendisini çok yorduğunu söyledi. Şeker hastası olduğu için maraton boyunca dikkatli davrandığını anlatan Soeren Kruse Lılleore, "Sürekli hareket halinde olduğum için insülin dozunu 3'te 1 oranında azalttım. Sürekli su içerek şekerimi kontrol ettim. Çünkü zorlu dağ yollarında şeker komasına girmek istemedim. Maraton boyunca bir sıkıntı olmadı." diye konuştu. Yarışmayı birinci bitiren ve dağcılık antrenörü olan Mustafa Kızıltaş da, maratonun ilk gününde yolunu kaybettiği için yaklaşık 8 kilometre fazla koştuğunu söyledi. Son etapta yerlerin ıslak olması nedeniyle zorlandığını dile getiren Kızıltaş, diğer etapların daha kolay geçtiğini dile getirdi. Likya Yolu Ultra Maratonu danışmanı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Damcı, yarışın güzel geçtiğini söyledi. Sadece bir sporcunun ilk gün yorgunluktan dolayı yarışmadan ayrıldığını ifade eden Damcı, dünyanın değişik yerlerinde ultra maratonlar düzenlendiğini kaydetti. Türkiye'de ise ilk kez bir ultra maraton düzenlendiğini ifade eden Damcı, etapların değişik ve tarihi dokuya sahip olmasına dikkat edildiğini belirterek, "Likya Yolu hem tarihi hem de doğa güzellikleriyle güzel bir parkur. Dünyada bunun gibi antik bir yolda koşulan bir başka maraton yok. Bu fikir daha önce koştuğum maratonlardan çıktı. Türkiye'nin tanıtımı bakımdan güzel olacağını düşündük." dedi. İlkini düzenledikleri maratona katılımın az olduğunu dile getiren Damcı, seneye daha yüksek katılımla uluslar arası bir organizasyon düzenleyeceklerini söyledi. Maraton boyunca sporculara su ve gerekli hallerde tıbbi yardım sağlandı. Maratonda şeker hastası Soeren Kruse Lılleore dışında, sol kolu olmayan Deniz Harp Okulu Öğretim Üyesi Kemal Özdemir de koştu. 15 sporcunun başladığı koşuyu Ümit Levent Çelik dışında 14 sporcu tamamlama başarısını gösterdi. CİHAN
<< Önceki Haber İnsülin iğnesiyle koştuğu maratonu 3. bitirdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER