Ağır teslimiyet!


Resmen şoktayız. Pazartesi gecesi sezonun en keyifli oyunuyla Fenerbahçe’yi yenen ve bize şampiyonluk sinyalleri veren Trabzonspor, “çakma” Liverpool karşısında inanılmaz bir uyuşuklukla havlu attı. Şenol Güneş’in de Trabzonsporlu futbolcuların da bu kadar kontrolden aciz kaldığı; donuk, şaşkın ve ne yapacağını bilemez halde böylesine teslimiyetçi bir havaya girdiğini hiç hatırlamıyorum ben... Liverpool’da teknik adam değişmiş... Henüz ne yapacağını bilemez haldeki Roy Hodgson tüm planlarını erteliyor. Takımı takım yapan Steven Gerrard yok. Fernando Torres yok. Futbolcuların çoğu formsuz. Liverpool’un 1976’da Trabzon’a gelen o efsane takımla hiçbir benzerliği yok. Ama Trabzonspor’da da heyecan yok, coşku yok, bilinç yok. Özür dilerim ama, kulübedeki teknik direktörün varlığından bile kuşkuluyum ben... Sahi, Şenol Güneş var mıydı? Varsa bile orada mıydı? Tükeniş süreci, Umut Bulut’un yarattığı bir oldu bitti ile başlamıştı bir gün önceden... Fransız Toulouse yöneticileri, menajerleri pazartesi gecesi izledikleri Umut’u istemişler çarşamba günü... Yönetim sudan ucuza (3,5 milyon euro) verimkar olmuş. Jaja geldi ya, forma bulamama sıkıntısına erkenden kendini kaptıran Umut, kendini kurtarmak için bu transfer senaryosunu başlatmış. Şenol Güneş’in tüm bunlardan çok geç haberi oluyor. Umut’u kadro dışı bırakıyor. Liverpool’u da bütün hesaplarından düşürüyor adeta... Dedik ya Şenol hoca da yok maçta. Golü erken bulmuşlardı. Teofilo’nun golüyle moral üstünlük kazandıklarını, ikinciyi ve turu kovalayacak enerji ve coşkuyu yakalayacaklarını düşündük. Hayır, öyle olmadı. Bizi mi uyutuyorlardı, yoksa Liverpool’u mu ? Sonradan anladık ki bu takım her türlü heves, direnç ve enerjiden yoksun biçimde uyuyor. Hocası ile birlikte uyuyor. Colman uyuyor. Cale uyuyor. Ceyhun, Selçuk İnan uyuyor. Nöbetçiler var, en başta Serkan... Aslanlar gibi direniyor, dayanıyor, topla sağ kanattan her kalkışı farklı bir isyanı sergiliyor. Yattara gitmiş, Alanzinho gelmiş... Uykudan uyanmış gözleri mahmur Burak Yılmaz, ancak 60’tan sonra gayrete gelip bir şeyler yapmaya çalışıyor ama nafile... Bu kadar dirençsiz, bıkkın, yorgun ve bezgin takımın savunması da dağılıyor sonunda... 83 dakika önde taşıdığı hayallerimizi ve umutlarımızı 7 dakika içinde yok ediyor. Şenol hocam, galiba bir özür borcunuz var... Bu teslimiyet bize ağır geliyor!

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER