ÇANAKKALE (A.A) - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkında bulunan Şehitler Abidesini ziyaret etti.
     Bakan Çağlayan, burada yaptığı konuşmada, Çanakkalenin, bir olamayan, ama bir araya gelen İngilizlerin, Fransızların, Avustralyalıların, Yeni Zelandalıların, hiç ayrılmayan Türkün, Lazın, Kürtün, Çerkezin, Arapın birliğine yenik düştüğü yer olduğunu söyledi.
     Çanakkale 1915 bizim için kanla yazılmış bir destandır. Bir milletin yeniden şahlanışının yeridir diyen Çağlayan, Çanakkalenin, renklerin, tonların eriyip sonra kardeşlik olarak fışkırdığı bir ruhun adı olduğunu dile getirdi.
     Çağlayan, Çanakkalenin, yeri geldiğinde Türkçenin, Kürtçenin, Lazcanın, Çerkezcenin, Boşnakçanın, Arapçanın, vatancaya, imancaya döndüğü kardeşliğin adı olduğunu ifade ederek, Çanakkale hangi dinin güftesiyle söylenirse söylensin, notaları hepimiz için ortak olan kardeşlik şarkısının adıdır. Çanakkale etnik kökenlerine ve inançlarına bakılmaksızın herkesi bir ve beraber yaptı. Birbirine kardeş yaptı. Çanakkale bunun için önemli. Çanakkale ruhunu anlamak, Türkiyedeki ruhu anlamaktır diye konuştu.
     Türk, Çerkez, Kürt, Laz gibi ayrı kökenlerin, aynı mezar taşı altında Çanakkalede yattığını anlatan Çağlayan, şöyle devam etti:
     Taşlarda, Türk, Kürt, Laz, Arap yazmıyor. Mezar taşlarında Ruhuna El Fatiha yazıyor. Bizim hepimizin dedeleri, kendi toprakları için burada can verdiler. Çanakkalede tek bir millet olduğumuzu dünyaya ilan ettik. Buradaki şehitlerin kemiklerinin sızlamasına izin vermeyiz, veremeyiz, vermemeliyiz. Bizim birlik ve beraberliğimize, kardeşlik ve değerlerimize göz dikenler işte bu ruhu tahrip etmeye çalışıyorlar. Bu ortak paydalarımızı unutturmaya, yok etmeye çalışıyorlar. Terörü de bu uğurda bir araç olarak kullanmak istiyorlar. Bu ruhtan uzaklaşıp, tespih taneleri gibi dağılmamızı, gönüllerimizdeki kardeşliğin yerini, kin, düşmanlık ve garezin almasını istiyorlar. Oysa bilmiyorlar ki Şehitler ölmez gerçeğinin en büyük sırrı, şehitlerin taşıdığı ruhun ölmezliğidir.
    
     -Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler hepsi Türkiyedir-
    
     Çağlayan, kuruluşunda Çanakkale olan bir vatanı kimsenin bölemeyeceğini, hamurunda Çanakkale olan bir milleti kimsenin birbirine düşüremeyeceğini, ruhunda Çanakkale olan bir milleti kimsenin terörle sindiremeyeceğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     Şehitlerimiz tüm varlıklarıyla Çanakkale geçilmez dediler. Biz de bugün tüm benliğimizle, Birlikten, beraberlikten, vatandan ve kardeşlikten geçilmez diyoruz. Geçmişinde Çanakkale gibi ruhunu, gönlünü ve beynini şarj edecek bir destanı olan bir milletin çözemeyeceği hiçbir sorun, baş edemeyeceği hiçbir güçlük yoktur. Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler hepsi Türkiyedir. Çanakkalede nasıl birlik olunduğunu gördük. Zaten şehitler canlıdır. Eminim ki onların ruhu bizi izliyor. Burada şehit düşen Muşlusu, Şırnaklısı, Vanlısı, Türkiyenin dört bir köşesinden gelen şehit Mehmetçik, hepsi bir ağızdan Bizim ruhumuzun şad olması için barışı ve kardeşliği savunun diyor. Biz onların kemiklerini sızlatmayacağız. Bu ülkede kardeşliğin pekiştirilmesi için canla, başla çalışacağız. Hepimize görevler düşüyor. Kürdüyle, Türküyle demokrasiden yana olan herkese ortak bir vatan için ortak sorumluluklar düşüyor.
     Bakan Çağlayan daha sonra şehitlikleri ziyarete gelenlerle kucaklaştı, 2,5 aylık Bera bebeği kucağına alarak uzun uzun sevdi. Çağlayan ayrıca, şehitliği ziyarete gelen ve Amerikada yaşayan bir aileyle tanıştı.
     Gurbetçilere Türkiyenin yurt dışından nasıl göründüğünü soran Çağlayan, gurbetçi ailenin Türkiye, Amerikadan ekonomik açıdan daha iyi şeklindeki sözleri üzerine mutlu olduğunu ifade etti.
     Bir süre önce Fransadan Türkiye gelen ve Balıkesirin Bandırma ilçesinde yaşayacağını söyleyen Aysel ve Feyzullah Erbil çiftiyle de gezi sırasında tanışan Çağlayan, gurbetçi ailelerin Türkiyede muayene olamadıkları yönündeki şikayetlerini dinledi.
     Bakan Çağlayan bu konuyu ilgili bakanlığa götüreceğini söyledi.
     Çağlayan ve beraberindekiler, daha sonra helikopterle bölgeden ayrıldı.
    
     Muhabir: Burak Akay/Haluk Yüksel
     Yayıncı: Kamuran Akkuş