İhsanoğlu'ndan ses getirecek AKP hatırlatması

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Başbakan’ın İsrail politikası ile ilgili önemli bilgiler verdi: Atom Enerjisi Kurumu’nda ve OECD’de de, İsrail’e vetoyu hükümet kaldırttı.

İhsanoğlu'ndan ses getirecek AKP hatırlatması

İstanbul’da gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle bir sohbet toplantısı düzenleyen cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu, seçimle ilgili çalışmalarına dair bilgiler verdi ve ülke gündemine dair soruları cevapladı.

Köşk adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, gazete yöneticileriyle biraraya geldiği toplantıda Başbakan Erdoğan’ı eleştirdi ve bugün keskin İsrail eleştirileri yapan AKP’nin geçmişte, İsrail’in üye olması için OECD vetosunu kaldırdığını hatırlattı. İhsanoğlu, bu durumun yine bugün AKP Genel Başkan Yardımcısı olan Numan Kurtulmuş tarafından sert ve gerçekçi sözlerle eleştirildiğini vurguladı. Osmanlı’dan bu yana gelen parlamenter rejim ile Cumhuriyet’in oluşturduğu laik rejimin Türkiye’nin değişmezleri olduğunu ifade eden İhsanoğlu, bunların ortadan kaldırılmasına karşı koymak için Cumhurbaşkanlığı adayı olduğunu söyledi.

İhsanoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan satırbaşları şöyle:
Her gün gittiğim yerlerde hanımların, gençlerin ilgisini görüyorum. Bana öpücüklerini gönderiyorlar. Bu bizi sevindiriyor. Şu anda tanınırlık seviyesi yüzde 77’lere yükseldi. Bu işe başladığımızda yüzde 30’du. Bu mesele bitmiştir. Medyada karalama kampanyası var. Bir söz vardır. Dinime kast eden Müslüman olsa. Ama artık Türkiye’de din istismarı bitti. Bunu yapamayacaklar. Bakın benim hakkımda neler neler çıkıyor, askerlik yapmadığımdan, bu ülkenin vatandaşı olmadığıma kadar... Coca Cola’dan, Pepsi Cola’ya kadar, Pensilvanya’nın pandispanya’nın projesi olduğumu söylediler. Ama bunların hepsi havada kalıyor.

"GAZZE SALDIRILARINI RAPORLATTIM"

Siz İsrail’e karşı bir şey söylüyorsunuz. Fakat medyada Sayın Numan Kurtulmuş’un Has Parti başkanıyken, Ak Parti ile İsrail münasebetleri hakkında söylediği sözler var. Türkiye’nin, İsrail’in OECD üyeliği için yıllardır devam eden vetosunun bu hükümet tarafından kaldırılmasını tenkit ettiği sözler var.

Sosyal medyada gördüm ve hatırladım. Yine OECD’ye benzer bir durum Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nda yaşandı. Türkiye yine imzaladı. Şimdi bana diyorlar ki, İsrail’i suçlamıyor. Ben dokuz sene boyunca İsrail’i suçladım. Bu konuda ben ünlü Goldstone raporunu hazırlattırmış adamım. İsrail tarihinde ilk defa Gazze’ye saldırdığında BM tarafından hazırlattırılan ünlü rapordur bu. BM Gerçekleri Tespit Eme Komisyonu benim teklifim üzerine kuruldu ve bu komisyonun başkanı Güney Afrikalı biriydi ve hazırlanan rapor yine Musevi bir hâkim tarafından karara bağlandı. Yine bizim çalışmalarımız sayesinde Gazze saldırıları resmi rapor haline geldi, tarihinde ilktir. Bütün bunları yapan bir insana söylüyorlar bunu. Bunları ciddiye almak enerjinizi boşa harcamaktır.

"ERDOĞAN’IN OTORİTERLEŞTİĞİ DOĞRU"

(Erdoğan için yapılan otoriterleşme yorumları) Elbette, benim bu görevi kabul etmemdeki baş saiklerden birisi yetkilerin, güçlerin tek elde toplanması hadisesine karşı çıkmak. Yasama, icra ve yargıyı da kendisine ram etmiştir. Her kanunu değiştire değiştire siyasi istikameti doğrultusunda ilerliyor. Basın dördüncü güç, onun da bir kısmı kendisini alkışlıyor. Bir tek cumhurbaşkanlığı kaldı.

"HALKIN YÜZÜNDE KORKU VAR"

O da olursa demokrasi olamaz. Ama bu başkanlık sistemi de olamaz. Başkanlık sistemi bildiğiniz üzere “check and balance /Denge fren” sistemi vardır. Bunun olmaması lazım. Gittiğim her yerde halkın yüzünde korku görüyorum. Vatandaşlar bundan sıkıntılı.

ABD Dışişleri sözcüsünün ya ABD senatosunun demesi değil, mesele halkımızın Anadolu’daki insanların bundan rahatsız olmasıdır. Vatandaş bunu büyük ölçüde istemiyor. Ama biz böyle olmak istemiyoruz, üniter bir devlet olmak istiyoruz. Federal bir devlet olmak istemiyoruz ki... Şimdi bu sistem, parlamenter sistem bize yeni gelmedi ki, ta Osmanlı’dan bu yana var. 2. Meşrutiyet’le geldi. Atatürk, İstiklal Savaşı’nı Büyük Millet Meclisi ile beraber kazandı. Sonra iktidarı, icrayı başvekile bıraktı ve cumhurbaşkanı oldu. Ben parlamenter sistemi değiştirmek isteyen siyasi partiyi anlıyorum ama bunu savunanları bilhassa aydınları anlamıyorum.

"O VAHŞİLER MÜSLÜMAN OLAMAZ"
Ben hiçbir zaman, camilerde, cami çıkışlarında siyaset konuşmam. Hastalanmadıkça, seyahatte olmadıkça da her Cuma’ya giderim. Bunu söyledim. Din siyaset konusunda uzun uzun fikirlerimi bir kitapta yazdım. Birbirine karışmaması gerektiğini söyledim. Yoksa zararlı olur diye ifade ettim. Ben dinin siyasette kullanılmasına net bir şekilde karşıyım. Bunun zararlarını gördük.

Ama mezhebi, dini siyasete alet etmek isteyenler, suistimaller yapanlar var. Teröristlerin, tehdiş hareketlerinin İslamiyet’e mensup kabul edilmemesi gerek... Şehirleri yıkan, çocukları öldüren, göğüslerini yırtıp kalbini çıkartıp, çiğneyen insanlar, canavardır. Bunlar insan değildir, Müslüman değildir. Bunları hep telin ettim. Bu çetelerin karşısında olmamız lazım.

"TÜRKİYE ÖZAL’I NASIL SEÇTİYSE ÖYLE SEÇİLİRİM"
Yayınlanan anketlerde algı yönetimi yapılıyor. Hatırlayanlar hatırlar, 83 seçimlerinde kimse Turgut Özal’ın seçilmesini beklemiyordu. Halk onu seçti. Bu iş 10 Ağustos’ta bitecek. Ben eminim ki, vatandaş, bu seçim sürecini detaylı bir şekilde takip edecek ve oradaki kaçamaklara izin vermeyecektir. Yeter ki, kediler fareler trafolara girmesin. Yüzde 60 ile kazanacağımı söyleyebilirim.

"Dinde zorlama yoktur"
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, kendisini en çok eleştiren Ekşi Sözlük yazarlarıyla buluştu. İhsanoğlu, bu buluşmayı Twitter hesabından “Ekşi Sözlük’ten gençlerimizle biraraya geldik. Değerli soruları için hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum” mesajı ve bir fotoğrafla duyurdu. Toplantıda İhsanoğlu’nun en çok altını çizdiği mesaj, “Ben partiler üstü adayım” mesajı oldu. İhsanoğlu’na kadın haklarından, mahkûm haklarına, din özgürlüğüne kadar pek çok soru soruldu. “Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde herkesi kucaklayacağını” söyleyen İhsanoğlu’na yöneltilen en ilginç sorulardan biri ise “Ben ateistim. Cumhurbaşkanı olduğunuzda beni de sevecek misiniz?” oldu. Soruyu sorana, “Sen benim kızım olsaydın ne yapacaktım ben seninle” diye hitap eden İhsanoğlu, ardından şu  cevabı verdi: “Dinde zorlama yoktur. İnandığın dine kimse karışamaz. İster inanır, ister inanmazsın. Önemli olan sen başkalarını zorluyor musun?” Köşk için adı geçmeden önce Ekşisözlük’te adı sadece iki sayfada anılan İhsanoğlu, adaylığının ilan edilmesinin ardından 309 sayfalık yorum patlaması yaşadı. Bu yorumlar da her geçen gün artıyor. Bu arada Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA-DER) üyeleriyle de buluşan İhsanoğlu, cumhurbaşkanı seçilirse ilk icraatının “Kadın Konseyi” oluşturmak olduğunu söyledi.


ÜMİT ASLANBAY  - TARAF
<< Önceki Haber İhsanoğlu'ndan ses getirecek AKP hatırlatması Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER