İTÜ'nün nükleer reaktörü yeniden hizmette

İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsü'nce 1979 yılında işletmeye açılan, 2002 yılında faaliyeti durdurulan “Triga Mark II” adlı nükleer araştırma ve eğitim reaktörü, Nisan ayında yeniden çalışmaya başlayacak.


Rektör Müdürü Prof. Dr. Ahmet Bayülken, yaptığı açıklamada, eğitimde yararlanmak amacıyla inşa edilen “Triga Mark II” reaktörünün, 1979 yılında işletmeye açıldığını hatırlattı. Reaktörün, nükleer enerji konusunda uzmanların yetiştirilmesi ve araştırma çalışmalarında kullanıldığını belirten Bayülken, reaktörün 2002 yılında faaliyetinin durdurulduğunu, ardından da işletme şefi ve operatörünün lisanslarının düştüğünü bildirdi. Bayülken, bu arada reaktörün içinde bulunduğu binanın duvarlarının deprem riski göz önüne alınarak güçlendirildiğini ve yeniden lisans alma çalışmalarına başlandığını dile getirerek, reaktörün şu an çalışır durumda olduğunu, birkaç eksiğinin tamamlanmasının ardından Nisan ayı içerisinde işletilmeye başlanacağını düşündüklerini kaydetti. Reaktörü hem üniversitelerdeki araştırmacıların, hem de sanayinin hizmetine sunmayı amaçladıklarını anlatan Bayülken, reaktörün aynı anda 6 deney yapabilecek kapasitede olduğunu vurguladı. Bayülken, reaktörün Nisan ayında işletilmeye başlanmasının ardından da 2008 yılında sanayinin kullanımına açılabileceğini ifade etti. Reaktörün nötron radyografisi alanında da çalışmalar yapacağına dikkat çeken Bayülken, reaktörde kanser hastaları için kullanılan izotopların üretiminin ise mümkün olmadığını dile getirdi. TÜRKİYE VE NÜKLEER ENERJİ Türkiye'de her dönem gündeme gelen nükleer enerji santrali kurulması konusuna da değinen Prof. Dr. Ahmet Bayülken, bu konuda en önemli konulardan birinin nitelikli eleman olduğunu söyledi. Bayülken, Türkiye'de de kurulacak bir santral için nitelikli eleman bulunduğuna işaret ederek, bir nükleer güç reaktörünün kurulmasının 5-6 yılı inşası olmak üzere yaklaşık 10 yıl alacağını, bu süre içinde de mevcut elemanların eğitime devam edebileceklerini anlattı. Ahmet Bayülken, “Güç reaktörünü bilen insanlar çalıştırırsa Çernobil olmaz. Türkiye, nükleer teknolojiye hazır. İlk reaktörün tamamını yapmamız mümkün değil. İlk reaktör hatta ikinci reaktör anahtar teslim alınmak zorunda” dedi. Güney Kore örneğini de veren Bayülken, “Türkiye 1955'te nükleer çağa başladı. Güney Kore ise 1970'lerde. 1978'te de ilk reaktörün düğmesine basıp elektrik üretti. Bugün 24 tane nükleer santral Güney Kore'de elektrik üretmeye devam ediyor. Reaktörleri kendileri yapıyor artık” diye konuştu. NÜKLEER ENERJİ GÜVENİLİR Mİ? Bayülken, Türkiye'nin de gelecekte nükleer konusunda teknoloji satabilecek düzeye gelebileceğine işaret ederek, “Türkiye nükleer sektörü çalıştırabilir. Bu işte mutlaka uzman insanlar olacak. Ayşe'nin amcasının oğlu, Fatma'nın teyzesinin kızı olmayacak. Böyle olursa olmaz” dedi. Nükleer enerjinin güvenilir olup, olmadığı konusunun da zaman zaman tartışıldığını hatırlatan Bayülken, “Nükleer enerji bu işi bilen, bu işin ilmini yapmış, bu işte çalışmış kişilerin elinde güvenilirdir. Gerekli güvenlik önlemleri alındığı ve hiç ihmal edilmediği takdirde, nükleer enerjiden kesinlikle korkulmaması lazım” diye konuştu. “Nükleer enerjiden korkulmayacağını çok iyi biliyorum” diyen Bayülken, nükleer enerji konusunda halkın doğru bir şekilde bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
<< Önceki Haber İTÜ'nün nükleer reaktörü yeniden hizmette Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER