Öyle ki
bilişim davasına bilirkişi olarak bir
makine mühendisinin atanması, avukatın itirazı sonucu düzeltiliyor.
Teknolojiyle birlikte artan
bilişim suçları,
mahkemelere SOS verdiriyor. Türkiye'de ihtisas mahkemeleri bulunmaması ve bilirkişilerin yetersizliği, bir yılda bitecek davaların yıllarca uzamasına sebep oluyor. Hızla gelişen
iletişim araçlarına hakimlerin büyük çoğunluğunun ayak uyduramadığı görülüyor. Bazı hakimler, davalara bilirkişi olarak adliyedeki bilgisayar tamircilerini veya makine mühendislerini atıyor. Böyle olunca dava, zamanaşımına uğrayacak kadar uzuyor. Bu da, adli bilişim uzmanı ihtiyacının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyuyor.
Son yıllarda özellikle internet üzerinden işlenen alan adı ihtilafları,
hakaret, haksız
rekabet,
elektronik bankacılıkta
hırsızlık ve
dolandırıcılık gibi suçlarda büyük artış yaşanıyor.
Adli bilişim uzmanları olmayışı ve yargı mensuplarının yetersizliği ise bilişim davalarını içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan, Bilişim Ağı Hizmetlerinin Düzenlenmesi ve Bilişim Suçları Hakkında Kanun tasarısına göre bu tip davaları artık
yetki belgesi alan adli bilişim uzmanları inceleyecek. Bu kişiler belirli aralıklarla kendilerini de yenileyecek.
Denizweb Genel Koordinatörü Yusuf İnan'ın yaşadıkları ise bilişim suçlarına
bakan mahkemelerin ağır aksak işlediğinin bir kanıtı. İzmir'de, 2002 yılında yanında çalışan H.A. tarafından 19 internet sitesinin alan adının (
domain) çalındığı iddiasıyla dava açan İnan, mahkemenin Amerikalı firmaya yıllarca resmî yazı yazamaması sebebiyle
mağdur olduğunu belirtiyor. İnan, 2005 yılında bu girişimin nasıl yapılacağını mahkemeye dilekçeyle sunmasından sonra başvuru yapıldığını söylüyor. İnan'ın avukatı Müjde Harput ise mahkemeye verdiği dilekçeyle bunun nasıl yapılacağını anlatıyor ve firmanın adreslerini veriyor. Bunun üzerine mahkeme, bu yönde bir karar çıkarıyor. Bu defa da belgenin hazırlanması ve İngilizceye çevrilmesi birkaç aylık gecikmeye sebep oluyor. Nihayet hazırlanan belge, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla söz konusu firmaya gönderiliyor. Şu anda
cevap bekleniyor. Bu tip davaların bir iki yılda sonuçlanması gerektiğini söyleyen Av. Harput, "Davanın zamanaşımına uğrayıp düşmesinden korkuyoruz." diyor. Harput, suçlanan kişinin kendilerine dava açabileceğini aktarıyor.
Diğer ilginç bir olayı da müvekkilinin ismini, bir internet sitesinin yayın kuruluna izinsiz koyan bir firmaya dava açan Av. Özgür Pınar yaşadı. Mahkemeye söz konusu kişinin isminin siteye konulduğu sayfaları CD ve disket olarak sunan Av. Pınar, 2,5 yıldır sonuç bekliyor. Mahkeme, dava sürecinde bilirkişi olarak önce üniversitelerin makine ve elektrik elektronik mühendislikleri bölümlerini önermiş. Durumu fark eden Pınar, yanlışı düzelttirmiş. Sonunda bilgisayar ve elektrik elektronik mühendisliklerinin inceleme yapmalarına karar verilmesini sağlamış. Öyle ki bir bilişim davasına mahkemenin bilirkişi için makine mühendisini ataması, avukatın itirazı sonucu düzeltiliyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim Teknolojisi Hukuku Uygulama ve
Araştırma Merkez Müdürü Yard. Doç. Dr. Leyla Keser Berber, bilişim suçlarının çok yeni olduğunu, bundan dolayı bu tip aksaklıkların normal görülmesi gerektiğini belirtiyor. Hakimlerin yeterli bilgiyle donatılmadığını anlatan Berber, "Sorunun çözümünde
Emniyet teşkilatı içinde bu suçla ilgilenen birime başvurulmalı." diyor.
Zaman