Ali Bulaç: Biri 'Bu iş siyasetle olmaz' diyor, diğeri de 'diyanet ve ritüeller'den öteye geçmiyor.

Ali Bulaç: Biri 'Bu iş siyasetle olmaz' diyor, diğeri de 'diyanet ve ritüeller'den öteye geçmiyor.

Hayatın tüm alanlarıyla ilgili iddia ve önerileri olan Müslümanların, hem kolayca hem biraz zorlanarak da olsa İslami değerlere göre karar verme ve icraatta bulunma imkanları varken, neden Müslümanca yaşamıyorlar?

Neden iktidar oldukları yerlerde adaleti, özgürlüğü ve ahlaki temeli olan sosyo-politik bir düzen kuramıyorlar? Bu, üzerinde derinlemesine durulması gereken temel bir konudur. Müslümanların “diyanet”e ilişkin birtakım sahih ibadetler (namaz, oruç), gösteriye dönük semboller (başörtüsü, sakal) ve İslami temeli olmayan ritüeller (kutsal geceler, Kutlu Doğum Haftası, türbe nakli vs.) dışında, sıra asıl hayatının maddi ve sosyo-politik yanına gelince “İslami hassasiyetleri” bir anda yok oluyor. Bir kapitalist gibi vahşi piyasanın kanunlarına sarılıyorlar; birbirlerine karşı ahlaksızca mücadele ediyorlar; vicdanları sızlamadan müdahil oldukları bir ülke halkını yıkıma uğratabiliyorlar! Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Nur cemaatine mensup bir zata soracak olursanız, bunun sebebi basit: “İslamcılık veya siyasal İslam” zaten böyle bir şey! Ancak bu hükümde hakkaniyete uymayan iki nokta var:


(...)

<< Önceki Haber Ali Bulaç: Biri 'Bu iş siyasetle olmaz' diyor, diğeri... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER