Çiller ve Ağar'a kötü haber!

Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın'ın 1994'te Ankara'da öldürülen Mecit Baskın'la ilgili itirafları üzerine Baskın ailesi harekete geçti.

Çiller ve Ağar'a kötü haber!

Aile, eski Başbakan Tansu Çiller, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve Veli Küçük'ün de aralarında olduğu bazı isimler hakkında suç duyurusunda bulundu. Susurluk davası hükümlüsü eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın'ın itirafları faili meçhul yakınlarına umut oldu. Ankara'daki faili meçhuller davasında tutuklanan Çarkın'ın, Altındağ İlçesi Nüfus Müdürü Mecit Baskın'ın nasıl öldürüldüğüne dair açıklamaları üzerine hareket geçen Baskın'ın eşi Raife Baskın ve ağabeyi Necip Baskın, avukatları Taha Ayhan aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Suç duyurusunda dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe ile Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'ın yargılanması istendi. Ergenekon tutuklusu emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile dönemin Özel Harekat Daire Başkan Yardımcıları İbrahim Şahin, Korkut Eken, özel harekat polisleri Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet Sakarya hakkında da 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve adam öldürmek'ten suç duyurusunda bulunuldu. CİNAYET EMİR KOMUTAYLA Aile avukatı Taha Ayhan sorumluların tespit edilerek haklarında işlem yapılmasını istediklerini belirtti. Ayhan, Susurluk ve Ergenekon süreçlerinin faili meçhul davalarına da önemli katkı sağladığını söyledi. Suç duyurusunda Çarkın'ın basına yansıyan itiraflarına atıfta bulunduklarını ve Baskın'ın 17 yıl önce öldürüldüğünde bu tarz infazların olağan hale getirildiğini hatırlatan Ayhan, "Şimdiye kadar bu cinayetlerle ilgili etkin bir soruşturma yapılmadı. Aile, Çarkın'ın anlatımları ile olayın örtüştüğünü söyledi. Ancak dilekçemizde de belirttiğimiz gibi bu tarz cinayetler, emir komuta zinciri olmadan işlenemez. Diyarbakır'daki faili meçhul davası birçok ailenin umutlarını artırdı. Ancak Baskın ailesi gibi tüm aileler, sadece tetikçilerin değil arkasındaki gücün ortaya çıkartılmasını istiyor" diye konuştu. GEREKİRSE AİHM'YE GİDERİZ Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşip bir daha böyle günlerin yaşanmaması için failleri belli olmayan bu cinayetleri aydınlatması gerektiğini vurgulayan Ayhan şöyle konuştu: "Veli Küçük ve diğerleri üzerine somut bir suçlamamız yok. Ancak 94'ten bu yana ortaya çıkan kirli ilişkileri bağlamında adı çeken görevlilerle ilgili etkin bir araştırma talep ediyoruz. Çünkü faili meçhuller kanayan bir yara. 17 bin kişi öldürüldü, failleri bulunmadı. Soruşturma etkin devam ettirilirse hakikatleri araştırma komisyonu işlevini yerine getirebilir. Çünkü devletin görevlileri devlet yetkileri, imkanı ve gücünü de kullandı. Dilekçeyi verdik işleme koyacaklar. Araştırma sonucu dava açılabilir veya takipsizlik kararı verilecek. Ancak biz davamızın arkasındayız. Etkili bir soruşturma yapılmazsa AİHM'e kadar gideceğiz" 'Gölbaşı'nda infaz ettiler' Mecit Baskın'ın öldürülmesi ile ilgili Çarkın şu bilgileri vermişti: "Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin'di. Bize söylenen bu kişinin emniyete intikalini sağlamaktı. Bilgisine başvurulacağı söylendi. Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersoy ve ben 1 haftalık çalışma sonucunda kendisini Nüfus Müdürlüğü'nden emniyete davet ettik. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet Sakarya'nın olduğu araçta Mecit Baskın emniyete götürüldü. 'Daire Başkanlığı'na gidiyoruz' diyerek Ayhan Akça'nın içinde bulunduğu araçta diğerleri daire başkanlığına gitti. Ancak orada yoktular. Gölbaşı'nda yanlarına gittiğimizde Baskın'ın ölmüş olduğunu gördük. Kimin öldürdüğünü bilmiyorum. Orada Ayhan Akça ile kavga ettik, 'Bu ne biçim görev, bu ne biçim iştir' diye söyledim. 'Bu işi daire başkanı biliyor, sen karışma' dedi. Ceset orada kaldı." Çarkın bildiklerimi anlatırım demişti Ayhan Çarkın, Susurluk kazası ile ilgili olarak Şubat ayında verdiği bir röportajda "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" kurulması durumunda tüm bildiklerini anlatacağını ifade etmişti. Çarkın, "Benim girdiğim tüm silahlı çatışmalarda imzam vardır. Bu işte bir adalet varsa ben o işte varım.Hiçbir yere kaçmayacağım. Öcalan'ın önerdiği hakikatleri araştırma komisyonu açılsın, namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum gider her şeyi anlatırım. Benimle birlikte olanları, bu ülkeye ihanet edenleri söyleyeceğime yemin ediyorum. Ama o komisyona başkaları da gelmeli. Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve daha başkaları da gelmeli" demişti. Kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal cinayetinde yer aldığı gerekçesiyle gözaltına alınan Çarkın, Susurluk kazasında yaralı kurtulan DYP'li Milletvekili Sedat Bucak'ın altı korumasından biriydi. Çarkın Susurluk davasında İstanbul DGM tarafından Ocak 1997'de tutuklandı. 4 yıl ceza aldı, 291 gün hapis yattı.
<< Önceki Haber Çiller ve Ağar'a kötü haber! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER