Haberal'a demir parmaklık krizi

Savcılık demir parmaklık takılmasını istedi, masraflara da tamam dedi. Gelen cevap ilginçti.

Haberal'a demir parmaklık krizi

Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal'ın kaldığı İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'ndeki odanın penceresine demir parmaklık önerisi kriz meydana getirdi. Ergenekon davasının en uzun süre hastanede yatan sanığı olan Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Kardiyoloji Enstitüsü'ndeki odasına demir parmaklık yapılmak istenmesi savcılıkla hastane yönetimi arasında krize neden oldu. Savcılık, yaklaşık 20 aydır cezaevi yerine hastanenin 304 numaralı odasında kalan Haberal'ın odasının penceresine güvenlik nedeniyle demir parmaklık takılmasını istedi. Savcılık, masrafları karşılamayı da taahhüt etti. Ancak hastane yönetimi, parmaklığın Mehmet Haberal'ın psikolojisini bozacağını savundu ve "Hastane binasının cezaevine çevrilmesine izin veremeyiz" diyerek isteği reddetti. KAMERAYA İZİN SABAH Özel İstihbarat Bölümü'nün güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere göre, savcılık ile İ.Ü. Kardiyoloji Enstitüsü yönetimini karşı karşıya getiren kriz, Metris Cezaevi'nden sorumlu Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Cevdet Doğan'ın, hastanenin 3. servisinin koridoruna güvenlik nedeniyle kamera ve Haberal'ın odasına da demir parmaklık takılması talebini içeren yazıyı göndermesiyle başladı. Yazıyı göndermeden önce hastanede inceleme yaptıran savcılık, hem kaçma şüphesi, hem de tutuklunun güvenliği gerekçelerini öne sürerek Haberal'ın odasının bulunduğu koridora kamera, odanın penceresine de demir parmaklık takılmasına karar verdi. Haberal'ın, 17 Nisan 2009'da tutuklandığı günden beri kaldığı enstitünün yönetimi, kamera takılması talebini yerinde buldu. Ancak kalp rahatsızlığı tedavisinin yanı sıra psikolojik tedavi de gördüğünü öne sürdüğü Haberal'ın demir parmaklık yüzünden kendisini hapishane ortamında hissedeceğini ve böylelikle psikolojik sıkıntılar yaşayabileceğini belirterek savcılığın parmaklık takma talebini reddetti. ADLİ TIP EKİBİ GİDECEK Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın, Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesi kararını almıştı. İ.Ü. Kardiyoloji Enstitüsü; 23 Kasım 2010 ve 20 Aralık 2010 tarihlerinde, Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın Adli Tıp Kurumu'na sevkine "Hastalığı nedeniyle yerinden kaldırılması sakıncalıdır" gerekçesiyle izin vermemişti. Haberal'ı almak üzere enstitü kapısına giden ambulans, içinde "yaşam destek ünitesi" bulunmadığı gerekçesiyle geri gönderilmişti. Bunun üzerine mahkeme, Adli Tıp heyetinin Kardiyoloji Enstitüsü'ne giderek Haberal'ı yattığı hastanede incelemesine karar vermişti. Kalbi üç dakika durdurulacaktı SABAH Özel İstihbarat Bölümü'nün Haberal'a yakın kaynaklardan edindiği bilgilere göre hastalığının tedavisi için uzman ekipler tarafından Haberal'a iki tür tedavi önerildi. İlki Ablasyon cihazı ile fazla kasılma yaşanan bölgenin yakılması idi. Kardiyoloji Enstitüsü bünyesinde yapılabilen bu tedavi Mehmet Haberal kabul etmediği için yapılamadı. Kalbin üç dakikalığına durdurulması gereken bu tedavi yöntemi konusunda Kardiyoloji Enstitüsü Türkiye'deki en ehil sağlık kuruluşu olarak kabul ediliyor. Haberal'a önerilen bir diğer tedavi yöntemi ise kalp pilinin büyüğü olan ICD'nin kalbe takılmasıydı. Ancak Mehmet Haberal bu tedavi teklifini de kabul etmedi.
<< Önceki Haber Haberal'a demir parmaklık krizi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER