2009'daki belge gibi isimsiz ihbar mektuplarıyla yapılan hazırlıklar ayrıntılarıyla anlatılıyor. ‘Meçhul İtirafçı'dan, Zaman Gazetesi'nin bir yöneticisine gelen mektup, bu konuda ne kadar ileri gidilebileceğini gösteriyor. İhbar mektubu, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin avukatlarına ulaştırıldı. Konu ile ilgili çalışma yapan avukatlık bürosu, benzer ihbarları bir araya getirerek suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen dilekçede, haksız ve mesnetsiz bir karalama kampanyasının yürütüldüğüne dikkat çekildi. Avukat Nurullah Albayrak, kendilerine gelen ihbar mektuplarını yargıya iletirken, gelen bir ihbarı şöyle aktardı: 

“Cemaatin terör örgütü kapsamına sokulması ve cemaat mensuplarının tutuklanması amacıyla çalışmalar yapıldığı, bu çalışmalar kapsamında terör örgütü mensupları tarafından cemaat ile bağlantılı olan yerlere silah ve patlayıcı malzeme yerleştirileceği, faili meçhul eylem düzenleneceği ve cemaate operasyon yapılacağı ifade edilmiştir.”

Meçhul ihbarcıya göre üç aşamalı bir plan yapıldı. Mektupta planlar şöyle deşifre ediliyor: “Birinci aşamada cemaatinizin şiddete başvurabileceğine halkı inandırmak için cemaate ait bir kuruma yönelik faili meçhul büyük bir eylem gerçekleştirilecek. İkinci aşamada Diyarbakır'da Hizbullah içerisinde faaliyet gösteren Emrullah Kaya isimli şahıs tarafından cemaatinize sızdırılarak yönlendirilen iki Hizbullah militanı vasıtasıyla birden fazla kurumunuza birbiriyle ilintili silah ve patlayıcı malzemeler yerleştirilecek. İlk iki aşama için ciddi mesafe aldılar. Üçüncü aşamada, yerleştirilen patlayıcılardan bir tanesi kullanılarak güvenlik güçlerinin kuruma müdahale etmesi sağlanacak ve kamuoyuna intikam almak isteyen cemaatin hazırladığı bombaların yapım aşamasında patladığı ve başka malzemelerin de bulunduğu mesajı verilecek. Akabinde cemaate ait diğer kurumlara operasyonlar yapılarak patlamada bulunan malzemelerle teknik açıdan bağlantılı diğer malzemelerin de farklı mekânlarda bulunması sağlanacaktır. Böylece, halk sanki cemaat teröre bulaşmış gibi ikna edilecek, cemaatin üst düzey yönetici ve kurumlarını hedef alan bir dizi operasyon gerçekleştirilecektir.”

Devletin her oluşumun içine haber elemanı yerleştirmesini normal bulan ‘Meçhul İhbarcı', şahit olduğu suç üretme faaliyetinden duyduğu rahatsızlıktan dolayı bilgi paylaşımı yaptığını vurguluyor. Aslında söz konusu senaryo yabancı değil. Ergenekon hükümlüsü Dursun Çiçek imzalı plandaki adımlar burada da dikkat çekti. Orada da önce yalanlanma yoluna gidilmiş ama belge ortaya çıkınca yargının önü açılmıştı. 2009 tarihli Bitirme Planı şunları söylüyordu: 

“Askeri suç kapsamında yapılacak ışık evleri baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan vb. materyal bulunması sağlanarak, FG Grubu "Silahlı Terör Örgütü" Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü (FSTÖ) kapsamına aldırılacak ve soruşturmaları askeri yargı kapsamında yürütülecektir. İhbara dayalı ev baskınları yaptırılarak, buralarda silah ve mühimmatın yanı sıra FG'ciler ile irtibat kurulması istenen oluşumlara (Yahudilik, CIA, Mossad, Moon Tarikatı, Humeyni; vb...) ait objelerin aynı ortamda bulunması sağlanacaktır.”

İki dönem arasındaki benzerlikler bununla da sınırlı değil. Ergenekoncular, Hizmet Camiası'na karşı neler planlamış. “Ilımlı İslam konusu özellikle vurgulanacak, FG'cilerin ABD güdümünde hareket ettikleri ve İslam'ın orijinalini bozmak istedikleri hususu yoğun olarak dile getirilecektir.” Yine o belgede vaktiyle Hizmet içinde bulunan bazı isimlerin TV programlarında istenilen temalar doğrultusunda açıklamalar yapmasını sağlamak da var.

Bu arada daha önce Musa'nın Gülü, Musa'nın çocukları, Takunyalı Führer, Musa'nın Mücahidi gibi kitaplara imza atan Ergenekon hükümlüsü Ergün Poyraz, tahliyesinden sonra yeni bir kitaba imza atmış. ‘İndeki Vaiz' isimli kitap, Ergenekoncuların sadece taktik destekle yetinmeyip fiilen sahada yer aldığını gösteriyor.