'MHP-CHP ile eşit ve yandaş'

MHP eski il başkanlarından Avukat Hamdi Coşkun, 12 Eylül'deki Anayasa değişiklik paketi halk oylamasında 'evet' diyecek.

'MHP-CHP ile eşit ve yandaş'

Adana Barosu'nun en deneyimli avukatlarından Coşkun, 1976–78 yılları arasında MHP Adana İl başkanlığı yapmış. 38 yıldır serbest avukatlık yapan Coşkun, MHP'nin dışında başka bir partiye mensubiyetinin bulunmadığını vurguluyor. İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu 68 yaşındaki Coşkun, 1980 darbesinde Adana'daki olaylarda Avukat Hülagü Balcılar ile MHP'nin avukatlığını yapmış. Değişiklik paketinin mevcut 1982 darbe Anayasası'ndan daha ileri bir metin olduğunu dile getiren Coşkun, MHP'nin bu düzenlemeye karşı çıkmasına bir anlam veremiyor. Coşkun tepkisini "MHP kendi tabanını kaybettikçe bir feveran ve tedirginlik içerisinde sağa sola saldırıyor. İftira ve hakaretler yağdırıyor. Bunun dışında yaptığı hiçbir şey yok. Yaptıkları politikalar tamamen yanlıştır. Zaten CHP ile eşit ve yandaş; aynı söylemleri paylaştığı sürece iflah olması, Türkiye de büyümesi mümkün değildir. Türkiye'de parti olmak demek herkesin oyunu almak demektir." sözleriyle dışa vuruyor. Aklı başındaki ülkücülerin bu Anayasa değişikliğine 'evet' oyu vereceğine inandığının altını çizen Hamdi Coşkun, tüm karşı propagandalara rağmen doğrunun bir olduğunu hatırlatıyor. Türkiye'de anayasa değişikliğinin bir ihtiyaç olduğunu ve partiler üstü görülmesi gerektiğini dile getiren Coşkun, diğer partileri de atılan bu adıma destek vermeye çağırıyor. 1960 darbesi sonrasında yapılan seçimlerde basın ve bazı çevrelerin beklentilerinin aksine CHP'nin tek başına iktidara gelemediğini ifade eden Coşkun, İsmet İnönü'nün damadı Metin Toker'in çıkardığı Akis dergisindeki bir yazısına işaret ediyor. Coşkun, şöyle devam ediyor: "Toker, köşesinde 'CHP'liler tek başına iktidara gelmedi diye üzülmesinler. Öyle bir Anayasa var ki artık iktidarın Anayasa Mahkemesi'ne, HSYK'ya hakim olması, dediğini yapması mümkün değildir. Ayrıca TSK'da iktidar aşırıya gittiği yerde onlara -dur- diyecektir.' Halkın gücünden daha büyük güç olabilir mi? Bu nasıl bir demokrasi anlayışı. Atanmışlar hiçbir zaman milletin seçtiklerinin üstünde olamaz. Milli Savunma Bakanı'nın protokolde Genel Kurmay Başkanından sonra yer alması bir garabettir. Böyle bir şey dünyanın neresinde var. Memurun protokolde senden önce geliyor. Adalet Partisi üniversite hocam Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'i cumhurbaşkanına aday gösterdi. Millet öyle istiyordu. Ama zorla adamı istifa ettirdiler, iki sene İsviçre'den dönemedi. Darbelerin faturası bu ülkeye ağır olmuştur." UTANÇ BELGESİNİ KABUL ETMİYORUM Darbelerin savunulacak bir yönünün bulunmadığını anlatan Coşkun, kendi kuşağını 1960 Anayasası'nın mağdurları olarak tanımlıyor. 1960 ihtilalinde Türkiye'deki bir takım profesörlerin yayınladıkları bildiride "Bir iktidarın meşru olabilmesi için sadece halk tarafından seçilmiş olması yeterli değildir. Bunun yanında ordunun, gençliğin ve sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin de onayı gereklidir." şeklinde açıklamalarda bulunduğunu kaydeden Hamdi Coşkun, bu utanç belgesini hiçbir zaman kabul etmediğini vurguluyor. 1960 ve 1982 Anayasalarını 'vesayetçi' bir zihniyetle hazırlandığının altını çizen Coşkun, hak ve hürriyetleri hiçe sayan ve insana zulmü meşru gören bu metinleri kabul etmediğini söylüyor. Türkiye'deki bütün darbeleri yaşayan Coşkun, her müdahale sonrası yüzlerce aydının işkenceye uğrayıp idama mahkûm edildiğini bildiriyor. 1960'dan bu yana ülkede hiçbir zaman 'hukuk devleti ilkesine bağlı kalınmadığını' açıklayan Coşkun, artık bu gidişatın değişmesinin zamanının gelip geçtiğini dile getiriyor. Ne zaman millet hayrına bir değişiklik yapılmsa belli çevrelerin 'iztemezük' diye engellemeye çalıştığını ifade eden Coşkun, şu değerlendirmeyi yapıyor: "Öncelikle değişiklik paketi yürürlükteki Anayasa'dan çok daha ileri ve çağdaş düzenlemedir. Bu bakımdan kabul edilmesi ve 'evet' oyu verilmesi gerekir kanaatindeyim. Üzerinde fırtınalar kopartılan HSYK'nın tavanı değişiyor; daha geniş bir katılım sağlanıyor. Üye sayısı 7 kişiden 22'ye çıkıyor. Daha adil ve demokratik bir sisteme kavuşuyor. Ama kendi ve yandaşlarının ilerde yetkilerinin alınacağını düşününler şimdi feveranı koparıyor. Zaten yıllardan beri yaptıkları bu. Anayasa Mahkemesi'ndeki değişikler günümüz şartlarına daha uygun ve katılımcı bir yapıyı getiriyor. Özellikle değişiklik paketini, Anayasayı devletçi niteliğinden ferdiyetçi niteliğe götüren bir hareketinin başlangıcı olarak kabul ettiğim için buna evet oyu verilmesi gerektiği düşüncesindeyim." 1960 ve 1982 Anayasaları'nın 1924 Anayasasından önemli bir noktada ayrıştığını anlatan Avukat Hamdi Coşkun, "1924 Anayasasında 'hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir' Bu yetkiyi millet TBMM vasıtasıyla kullanır. 1960 ve 82 Anayasaları'nda da yine hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Ancak bu yetki anayasada belirtilen organlar eliyle kullanılır demek suretiyle TBMM yetkileri gasp edilmiş. Ve bir takım organlara devir edilmiştir. Bunu kabul etmek mümkün mü?" diyor. Tartışmalara neden olan 141, 142, 163'üncü maddelerin kaldırılmasıyla Türkiye'ye ne şeriat ne de kominizm geldiğini belirten Coşkun, muhalefetin vehim üzerine hareket ettiğini savunuyor. Coşkun, "Bunları vehim vurmuş, yatamıyorlar, uykusuz kalıyorlar. Hiç bir şey olmaz. Terör şiddet içermediği sürece her türlü fikir dile gitirilmelidir. Bu yönde atılacak her adıma 'evet' demeliyiz." şeklinde konuşuyor.
<< Önceki Haber 'MHP-CHP ile eşit ve yandaş' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER