Bu panik neden? Müthiş dinamik bir ülkeyiz. En sıradan meseleleri bile krize dönüştürebiliyoruz. Kurmay Albay Dursun Çiçek örneğinde olduğu gibi... Albay Çiçek "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nın altında imzası olan isim. Nam-ı diğer "AK Parti ve Gülen'i bitirme" belgesi onun imzasını taşıyor. Belge, bir Ergenekon sanığının ofisinde ele geçirildi. Ergenekon savcıları da Albay Çiçek'i ifadeye çağırdı. Ancak Askeri Savcılık devreye girdi. Çiçek'in sivil savcılara ifade vermesi engellendi. Askeri Savcılık ardından belgeyi görmeden kanaatini bildirdi. Suç yoktu! Sonra da "imza aynı olsa da belgenin ıslak imzalısı Karargâh'ta bulunamadı" denilerek kovuşturmaya gerek duyulmadığı ilan edildi. *** Oysa belge Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçmiş ve Çiçek hakkında sivil yargı süreci zaten başlamıştı. Yürüyen bir soruşturma varken bu açıklama neden yapıldı? Asker-sivil gerilimi olmasın tamam da... Askere hesap da mı sorulmasın? Ortada entrikalar içeren bir darbe planı var. Araştırılmasın mı? Madem bir suç yok, sivil yargı da aynı kanaate varmayacak mı? Hadi savcılar hata yaptı. Hâkimler de mi yaptı? Üst mahkeme de mi hata yapacak? Sivil yargı bu kadar güvenilmezse, 70 milyon insanın hukukunu nasıl koruyacaklar? *** Kaldı ki Askeri Savcılık kovuşturma gereği duymadı ama topu Ergenekon savcılarına attı. Onlar da Çiçek'i çağırdı ve "örgüt üyeliği" ile "darbe teşebbüsü" suçlamalarıyla tutuklanma talep etti. Birincisi, Ergenekon savcılarının elinde Taraf'ta yayınlanan 4 sayfalık "Eylem Planı" dışında ne tür deliller olduğunu bilmiyoruz. İkincisi, ek deliller var ya da yok, savcıların kanaatini hakimler de paylaştı ve tutuklama kararı verdi. Ardından fırtınalar koptu. Garip gelişmeler yaşandı. Hakkında tutuklama kararı verilen Çiçek, 18 saat sonra jet hızıyla tahliye edildi. Aynı mahkeme tarafından ama bir hakimi değiştirilerek. Üstelik geçici görevle atanan Hakim Faik Saban, o sırada hastanede sağlık sorunlarıyla boğuşuyor... Saban, Türkiye'nin 3 haftadır tartıştığı dosyayı bir saatte karara bağladı. Kardeşi emekli bir subay olduğu için bu konulara vakıf olmalı... Albay Çiçek artık tutuksuz yargılanacak. Ama hukukun üstünlüğü ve kamu vicdanı yara alacak. *** Yaşanan bütün bu paniği daha iyi anlamak için, skandal "Eylem Planı"nın biraz daha üzerinde durulmalı. Belge, üç şeyi hedefliyordu. Birincisi, AK Parti hükümetini devirmek. İkincisi, AK Parti'nin ayakta kalmasının kaynağı olarak görülen Gülen Cemaati başta bütün İslami cemaatleri yok etmek. Üçüncüsü, Ergenekon sanıklarını kurtarmak. Bu son madde, hain planın üzerinde pek durulmayan esas amacı aslında... Hatırlanacağı gibi belge, tutuklu Ergenekon sanığı avukat Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirildi. Öztürk, Poyrazköy'de ortaya çıkan Ergenekon cephaneliği nedeniyle tutuklanan Binbaşı Levent Bektaş'ın ilk aradığı isim. Malulen emekli bir yüzbaşı olan Öztürk, tutuklu Ergenekon sanığı emekli Albay Levent Göktaş'ın avukatıydı. Levent Göktaş ile Albay Çiçek devre arkadaşı. Emekli Albay Levent Göktaş da tutuklanmadan önce Ergenekon sanığı emekli Albay Fikret Emek'in avukatıydı. Malulen emekli Albay Fikret Emek'in annesinin Eskişehir'deki evinde de Ergenekon'un ilk cephaneliği bulunmuştu. *** Kafaları daha fazla karıştırmanın anlamı yok. Bu aşamadan sonra, iddianamenin açıklanmasını beklemek gerekiyor. "Jet tahliye" olsa da hukuka saygı bunu gerektiriyor. Ortada sivil yargı askeri yargı çelişkisi de krizi de yok. Albay Çiçek, bugüne kadar Ergenekon kapsamında tutuklanan 18'inci muvazzaf subaydı. İlk kez böyle bir direnç ve baskı söz konusu... Savcıların elindeki deliller ve irtibat listesi her neyse çok önemli olmalı. Bu kriz çıkarma gayretinin arkasında mantıkla ve hukukla izah edilemeyecek "bir numara" var! Bilmem ki bu panik niye?