Hukuk devletinde ‘devlet sırrı’


HUKUK devletinde devlet sırrı olur mu? Kimselerin giremeyeceği, halktan gizli ‘kozmik oda’lar olur mu? Parlamentonun el koyup bütün gizli kapaklı işleri ortaya dökmesi gerekmiyor mu? Bir dakika... Önce ‘hukuk’a bakalım ki devleti hakkında bir fikrimiz olsun. Genelkurmay’a bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu’nda adli savcının talebiyle ve mahkeme kararıyla yargıcın inceleme yapması hukuka uygundur ve hukuk tarihimizde başlı başına bir dönüm noktasıdır. Eskiden hayal bile edilemezdi. Ama AB sürecindeki bir yasa değişikliği bunu mümkün kıldı. Türkiye hukuk devleti olma yolunda önemli bir adım daha attı. Hukukun güçlenmesi herkesin lehinedir. Adalete karşı ‘sır’ olur mu? Yasalardaki değişim, çağın zihniyet değişimini yansıtıyor. 1929’da Avrupa’dan aldığımız eski CMUK’un 88. maddesine bakınız: “Resmi dairelerde saklı evrakın içeriğinin ifşa edilmesi, memleketin selametine zarar vereceği o dairenin en büyük âmiri tarafından beyan edilirse evrak ve vesikaların gösterilmesi ve teslimi istenemez.” ‘Kozmik oda’daki evraka hâkimin bakması ancak ilgili Bakan’ın izniyle mümkün olabilirdi. Bu ne demekti? Seferberlik Tetkik Kurulu Komutanı, ‘kozmik oda’daki “evrak ve vesikaların” gizli olduğunu söylediği anda savcı da hâkim de kapının önünden geri dönerdi... Yargı, ‘kozmik oda’lara giremezdi... Demokrasilerde devlet sırrı? AB uyum sürecinde, 2005 yılında Ceza Kanunu değişti, aynı zamanda ceza usulünü düzenleyen CMUK da değişti, CMK geldi. Avrupa demokrasilerinde olduğu gibi bizde de, ‘gizli oda’lara hâkimin girmesi mümkün oldu... Bu bilgileri aldığım ceza hukuku uzmanı Prof. Ahmet Gökçen diyor ki: “Hem kanunlar bu şekilde değişti hem hukukun üstünlüğü konusunda yargının özgüveni güçlendi. Deliller yargıya kaşı gizlenemez hale geldi. Yargı, aradığı suç delili, nerede olursa olsun orada da araştırabilir artık.” Böylece herkes hukuka uygunluğa daha fazla dikkat edecek. Peki devlet sırrı olmaz mı? Prof. Gökçen’in cevabı: “Batı demokrasilerinde de devletin, kurumların ve kişilerin sırları olur ve bunlar kanunla korunur. Ancak ceza soruşturmasında ‘sır’ kavramı, delile ulaşmayı engelleyemez. Son olayda da hâkim, sadece soruşturduğu konuyla ve kişilerle ilgili delilleri arayacaktır, her belgeye, her ‘sır’ra el koyacak değildir. Hukukun gereği budur. Yapılan işlem normaldir.” Ben de öyle görüyorum. Genelkurmay’ın hukuka saygılı tavrını da takdirle karşılıyorum. Hepimiz ve her kurum, hukukun önemini dünden daha iyi kavrıyoruz. Tarafsız yargı Yaşadığımız sürecin öğretici birkaç yönü var. - Evvela AB sürecinin hukukumuzda sağladığı modernleşme... “Avrupa hukuku” kavramı Tanzimat’ta, Islahat’ta, Lozan’da, Cumhuriyet’in ilk yıllarında nasıl modernleştirici rol oynamışsa bugün de aynı rolü oynuyor. - Çağımızda hukukun insan hakları ve demokrasi boyutu, Batı’da da geçmiş asırlardan hatta yıllardan daha ileri bir düzeye ulaşmıştır. Bu yeni bir anlayıştır. - Bu süreçte yargının “tarafsız ve güvenilir” olması çok daha önemli hale gelmiştir. Artık yargı “uyanık bekçi” değil “tarafsız hakem” olacaktır. Yargı tarafsız ve güvenilir olduğunda kestiği parmak acımaz. Biraz soğukkanlı olalım, olgun bir hukuk devleti olma yolunda yaşadığımız sancılardır bunlar...
<< Önceki Haber Hukuk devletinde ‘devlet sırrı’ Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER