Türkiye Mermer Doğal Taş ve Makineleri Üreticileri Birliği (TÜMMER) Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin
Onur, işletmelerinin çevreyi kirlettiği yönündeki ön yargıları değiştirmeleri gerektiğini belirterek, ''
Çevremizde eğer mülkiyetler varsa onlarla çok iyi
diyalog içerisinde olmamız, onlara mümkün olduğu kadar zarar vermememiz lazım. Bu gibi konulara çok dikkat etmemiz lazım'' dedi.
Elazığ Mermerciler ve
Madenciler Derneği (EMMAD) ile Türkiye Mermer Doğal Taş ve Makineleri Üreticileri Birliği (TÜMMER) tarafından düzenlenen toplantıda,
mermer ve madencilik
sektörünün sorunları tartışıldı.
TÜMMER Başkanı Selahattin Onur, konuşmasında, mermer sektörünün son 15 yıldan beri ivme kazandığına dikkati çekti.
Değişen dünya ile birlikte Türkiye'nin taraf olduğu birçok
anlaşma bulunduğunu, sektörün ''çevreyi kirlettiğine'' yönelik suçlamalara karşı savunmalarını güçlendirmeleri gerektiğini kaydeden Onur, ''Fabrika ve ocaklarımızda çevreyi kirleten, çevreye zarar veren bir sektör olmadığımızı kanıtlamamız lazım. Çevremizde eğer mülkiyetler varsa onlarla çok iyi diyalog içerisinde olmamız, onlara mümkün olduğu kadar zarar vermememiz lazım. Bu gibi konulara çok dikkat etmemiz lazım'' diye konuştu.
Çağımızda artık arıtmasız
fabrikanın düşünülemeyeceğini vurgulayan Onur, şöyle devam etti:
''Çevreciler her zaman bizi 'çevreyi kirleten insanlar' olarak lanse ediyor. Ama biz her zaman her yerde 'hayır biz insan sağlığına, canlı sağlığına zararlı bir şey yapmıyoruz' diye kendimizi savunuyoruz. Ama bu savunmamızı güçlendirmemiz adına da ocaklarda da düzgün çalışmamız, fabrikalarda da çevre görüntüsüne önem vermemiz lazım ve mutlaka mutlaka arıtmalı çalışmamız gerekmektedir. Bu konularda özellikle siz değerli meslektaşlarımızdan rica ediyorum.''
Onur, son zamanlarda blok
satışının genel satış içerisinde hızla yükseldiğini, kimseye ''blok satmayın'' diyemeyeceklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çünkü Türkiye yine dünyanın en pahalı enerjisini kullanıyor, doğru kabul ediyoruz. Yine milliyetçilik duygularımız ağır basarak şunu da size öneriyorum; fabrika üretimlerimizi
ihmal etmememiz gerekiyor. İnanın 3-4 sene sonra fabrikalarda üretimlerimiz taleplere yetişmeyecek. Bu arada krizden sonraki aşamada fabrikası olan arkadaşlarımı biliyorum hep fabrikalarını yenilemeye başladılar. Yani geleceğe, çocuklarımıza yatırım yapmamız lazım. Bu ocaklar belki ruhsatı bizim ama hepimizin, ülkenin malı. Ülkemizin malını da en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Yani sonuç itibariyle hepimiz blok satacağız ama üretimlerimizi mutlaka devam ettirmemiz lazım. Her türlü
maliyet artışı fazla olmasına rağmen.''
-YENİ PAZAR HİNDİSTAN MI?-
İstanbul Maden
İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Özer ise sorunların çözümü için birlikte hareket edilmesi gereğinin altını çizdi. 2010 yılının madencilik sektörü, özellikle
doğal taş sektörü için başarılı bir yıl olduğunu ifade eden Özer, ''İhracatımız 1 milyon 200 bin dolardan 1 milyar 568 milyon dolara çıktı doğaltaş olarak'' dedi.
Dünyada özellikle
Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan
halk olaylarının Çin'e kadar etkisini gösterebileceğine dikkati çeken Özer, şunları söyledi:
''Çin'de de böyle bir şey olabilir. Veya Çin'de mermerde doygunluk olabilir. Biz bunları gördüğümüz için Çin
pazarına alternatif bir pazar bulmamız şart. Bunun için de buna yakın en yakın pazar alternatif pazarın
Hindistan olduğunu gördük. Biz Hindistan gezisine gittik. Hindistan'da
kota var arkadaşlar. Sizin burada 200 dolara sattığınız taş Hindistan'da 400 dolara satılıyor. Bu kotaların kaldırılması için bakanımız Zafer
Çağlayan ile konuştuk. Hindistan'ın bize yapmış olduğu ihracat 3,3 milyar dolar civarında. Bizim onlara yaptığımız ihracat maalesef 500 milyon dolar civarında. Bunun 100 milyon doları maden ürünleri. Bunun 48 milyon dolar civarı bakır cevheri, geri kalanı da mermer. Devletler arası bir şey. Bunun çözümü 3-5 ay sürebilir ama biz eğer madencilik sektörünü 5-10 yıl
sigorta ettirmek istiyorsak bu pazarı açmak zorundayız. Yoksa Çinlilerin zaman içerisinde oyuncağı oluruz. Onun için bu pazara çok önem verdik ve bu çalışmalarımızı devam ettireceğiz.''
Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) Özel Alanlar Şube Müdürü Sezai Aydın da 2004 ve 2010'da revize edilen maden kanunun, sektörün dinamikliği nedeniyle yeniden düzenleneceğini, müdürlük olarak sorunların çözülmesi için Çevre ve
Orman Bakanlığı ile görüştüklerini ifade etti.
Elazığ
Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı Ali Şekerdağ ise dünyanın toplam mermer rezervlerinin yüzde 40'ını barındıran Türkiye'nin, üretimde 7'inci, ihracatta 8'inci sırada olmasına rağmen sektörün hak ettiği seviyede olmadığını söyledi. Elazığ'da mermer ihracatının yüzde 90'ının blok ve plaka olarak gerçekleştiğini belirten Şekerdağ, mermer ve maden olarak 137 milyon dolar ihracata karşın Malatya'da sadece kayısıdan 200 milyon dolar ihracat yapıldığına dikkati çekti.
(FNS-DOĞ-YIL)28.05.2011 19:31:53