Fransız yaklaşımı doğru değil

İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Fransa'nın sözde Ermeni soykırımı ile ilgili yaklaşımının doğru olmadığını belirterek, "Tarihi tarihçilere bırakalım, tartışmayı onlar yapsın." dedi.

Fransız yaklaşımı doğru değil

Kıbrıs, Ermeni meselesi ve AB süreci ile ilgili konularda Zaman'ın sorularını cevaplandıran Bildt, ifade hürriyetini kısıtlayan tasarılara karşı olduklarını vurgulayarak Fransa'daki tasarının kanunlaşacağını sanmadığını söyledi. 15 gün içerisinde yeni bir Kıbrıs krizi yaşanmayacağının garantisi olmadığını söyleyen İsveçli bakan, "Kıbrıs'ta sıkıntılar devam edecek. Ancak bu zamana kadar kararları Kıbrıs'ın onayı ile aldık. Bundan sonra da tarafların bu karara saygı duymamaları için bir sebep göremiyorum." dedi. 1991-1994 arasında İsveç başbakanı olan Bildt, Türkiye ile 8 fasılda ilişkileri askıya alan 11 Aralık toplantısında Rumlara sert çıkması ile gündeme geldi. Bildt'in ayrıca Kıbrıs sorununun BM çatısı altında çözümü için Başkanlık Beyanı'nın açıklanmasında büyük katkısı olmuştu. Sorun çözülmeden Rum Kesimi'nin AB üyesi yapılmasını 'hata' olarak görmediğini kaydeden Bildt, "Artık istikbale bakmalıyız. Türkiye'nin müzakere süreci ve üyeliği AB için devasa stratejik öneme sahip." dedi. Bildt, Fransa'nın Ermeni meselesi yaklaşımını da doğru bulmuyor. "Fransa'daki tasarının kanunlaşacağını sanmıyorum." diyen İsveçli bakan, ifade hürriyetini kısıtlayan tasarılara karşı olduklarını vurguluyor. "Bu İsveç tarzı değil. Tarihi tarihçiler tartışmalı. Tarih sürekli tekrar yorumlanıyor. 16. yüzyılda İsveç'i kuran kralımız yüzyıllar boyu kahramandı. Şimdi onunla ilgili farklı kitaplar basılıyor. Yüzyıl önce hiçbir yayınevi bu kitapları basmazdı." diyor. Dışişleri bakanı olmadan önce Fransa'da cumhurbaşkanlığının en güçlü adaylarından Nicholas Sarkozy'nin Türkiye'ye ilişkin tutumunu sert şekilde eleştiren Bildt, şimdi tepkisinde daha diplomatik bir üslup tercih ediyor. Sarkozy'nin başkanlık yarışında olduğunu söyleyen Bildt, söylemlerin siyasete dönüştüğü noktada tepki verebileceklerini kaydediyor. Ancak AB'nin Türkiye'ye ilişkin siyasetinin on yıllarca önce tespit edildiğine dikkat çeken İsveçli bakan, "AB siyaseti AB tarafından tespit edilir. Bu siyaset de üye ülkelerin mutabakatı ile ortaya çıkar. Türkiye'ye ilişkin AB'nin bir siyaseti var, bundan sonra da bu siyaset geçerli olacaktır." diyor. İsveç, 1980 ve 1990'larda Avrupa'da Türkiye'yi en ağır şekilde eleştiren ülkelerin başında geliyordu. Bugünlerde ise AB'deki en büyük destekçisi. 'Neden bu değişiklik?' sorusuna Bildt, "Çünkü Türkiye değişti." cevabını veriyor. 301. maddeye ilişkin endişeleri mahfuz kalmak kaydıyla Türkiye'nin son yıllarda çok etkileyici bir reform süreci yürüttüğünü ifade eden Bildt, Türkiye'nin önemini kavramak için haritaya bakmanın yeterli olacağını savunuyor. International Herald Tribune gazetesine yazdığı bir makalede Türkiye'ye kapının kapatılmasının Avrupa'da istikrarsızlığa kapı açmak olacağını savunan Bildt, "Türkiye'nin stratejik önemini abartmışsın diye bir tepki geldi mi?" sorusuna 'hayır' cevabını veriyor. Birçok kişinin kendisiyle hemfikir olduğunu; ancak bazılarının Avrupa'daki kamuoyu ile Türkiye'nin üyeliğini gerçekleştirmenin zor olacağı yorumu yaptığını aktarıyor. İsveçli Bakan, "O zaman ben de dedim ki işte burada siyasi liderliğe ihtiyaç var. Avrupa'nın son 50 yılına bakın. Bütün zor kararlar güçlü ve iradeli siyasiler tarafından alındı. Almanya'nın birleşmesi de, Euro'ya geçiş de, genişleme dalgaları da bu güçlü siyasi irade sayesinde gerçekleşti. Bu siyasiler kamuoyu yoklamalarının ardına sığınmadı." diye ekledi.
<< Önceki Haber Fransız yaklaşımı doğru değil Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER