Erdoğan'dan dolar manipülasyonu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "dolar boz" kampanyası sonucunu kamuoyuyla paylaştı. Vatandaşların 2 milyar dolar bozdurduğunu söyledi. Yani "kampanya ilgi gördü" demeye getirdi. Peki gerçekten öyle mi?

Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında dolar polemiği

"Dolar boz" kampanyası başarılı oldu mu? İşte gerçek rakamlar...

Dolar ve Euro hızla artınca AKP Aralık ayı başında "dolar boz" kampanyası başlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'da bir kaç kez kürsülerden kampanyaya destek çağrısı yaptı.

Türkiye çapında şovlar yapıldı.

Dolar bozduranlara bedava saç tıraşından yemeğe, beyaz eşyadan ücretsiz taşımaya kadar çeşitli vaatlerde bulunan esnaflar oldu.

AKP teşkilatları kameralar eşliğinde döviz büroları önünde dolar bozdurdu.

Dolarda gözle görülür bir düşme olmazken kampanya 2 hafta sonra sessiz sedasız bitti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün kampanya sonucunu kamuoyuyla paylaştı.

Vatandaşların 2 milyar dolar bozdurduğunu söyledi.

Yani "kampanya ilgi gördü" demeye getirdi.

Peki gerçekten öyle mi?

"Dolar boz" kampanyasının ekonomiye faydası oldu mu?

Bu soruya Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım'ın bugünkü köşesindeki rakamlarla cevap verebiliriz.

Okuyalım:

- Merkez Bankası dövizini satma kampanyasının yapıldığı haftaya ilişkin mevduat verilerini yayımladı. Yurtiçi yerleşiklere ait döviz mevduatı 16 Aralık’la biten geçen haftada düşmedi hatta 5 milyon dolar arttı. Bireyler ve şirketlere ait banka ve katılım bankalarındaki döviz hesapları toplamı 144.344 milyon dolardan 16 Aralık’ta 144.349 milyon dolara yükseldi. Burada 5 milyon dolarlık artış olması kampanyada hiç döviz bozdurulmadığı anlamına gelmez.

- Çünkü alt rakamlara inildiğinde şunu görüyoruz ki, bireyler bozdurmuş, şirketler almış. Geçen hafta yurtiçi yerleşik bireylerin döviz mevduatı 88.915’ten 88.718 milyon dolara indi. Azalma 197 milyon dolar kadar ve bu tutar düşük bulunabilir.

BİR HAFTADA SADECE 200 MİLYON DOLAR ÜSTELİK...

Yani vatandaş bozdururken şirketler dolar aldı ve bu rakam bir haftada yaklaşık 200 milyon dolardan ibaret.

Yıldırım kampanyanın çok büyük destek bulmamasını ise reel ekonomiyle açıklıyor:

Ancak dolar da halen 3.5 TL düzeyinde dolaşıyor. Kurun gerilemediği, doların dünyada güçlendiği bir ortamda trendin tersine hareket edenler olmuş. Kampanya olmasaydı belki döviz mevduat hesapları büyüyecekti, bunu bilemiyoruz. Böyle bir dönemde bu satışı anlamlı buluyoruz.

Belki böyle bir satış sonucu TL, yükselen dolar karşısında geçen hafta değer kaybetmeyen para birimlerinden biri oldu.

Yerli bireyler satarken şirketler ise net bazda alım yaptı. Şirket ve kurumlara ait 55.429 milyon dolarlık döviz hesabı geçen hafta 202 milyon dolar artarak 55.631 milyon dolara yükseldi.

Yurtiçi yerleşikler açısından birbirine zıt iki eğilim söz konusu. Birileri dünyada birileri uzayda yaşamıyor. Satan bireyler de şirketlerde ya çalışan, ya yönetici veya hissedar.

ŞİRKETLER NEDEN ALDI?

Habertürk yazarı 213 milyar dolar açık pozisyonu olan şirketlerin dolar almak dışında bir şansı olmadığını söylüyor:

- Şirketlerin alımda bulunmasının güçlü motivasyonu ise aşırı döviz borçlusu olmaları. Zaten bireylerin ve devletin dövizde açık pozisyonu yok. Açık pozisyona sahip tek grup özel sektör ve kur artışı da en çok bu kanalda Türkiye ekonomisini etkiliyor.

- Şirketlerin açık pozisyon tutarı 213 milyar dolar. Pozisyonun bu kadar açıksa her fırsatta döviz almak gerekir zaten.

- Sadece rakamlar üzerinden gidersek kampanyaya yurtdışı yerleşiklerden sanki daha fazla destek geldi. Çünkü hisse senedi ve tahvilde altı haftadır devam eden net satışları geçen hafta alıma döndü. Yabancıların net alımı 82.7 milyon dolara vardı.

DOLAR ALIN

Habertürk yazarı "dolar boz" kampanyasının aksine doların yükseleceğini ve zorda kalmamak için almakta fayda olduğunun altını çiziyor:

Açık pozisyonu olan şirketlerin neden her fırsatta döviz almaları lazım?

Çünkü doların yükselmekte olduğu bir trend içindeyiz. Bu eğilimi, doların kendinden sonraki 6 büyük paraya karşı değerini ölçen Dolar Endeksi ile ifade edersek, 80’in altından başlayan ve 120’nin üzerine çıkma potansiyeli olan bir süreçten bahsediyoruz. Şu anda da Dolar Endeksi 103 seviyesinde. 8 Kasım sonrası dolardaki değerlenme yaklaşık 6 puan kadar.

- Doların dış değerindeki yüzde 7’ye varan bu değerlenmede Trump’ın seçimlerde altyapı yatırımlarını hızlandıracağı, gelir ve kurumlar vergilerini düşüreceği vaatleri rol oynuyor. Çünkü bu vaatlerin tutulması durumunda ekonomi canlanmasına canlanacak ancak enflasyon yükselecek, bütçe açığı büyüyecek ve borçlanma da artacak. ABD Merkez Bankası FED de bu durum karşısında faizleri hızlandıracağının işaretini verdi. FED yöneticileri 2017 için iki faiz artırımı yerine 3 faiz artırımı bekliyor artık.

- Enflasyonun ve faizlerin artış eğiliminde olması doları değerlendiriyor. Değerlenen dolar ve dolar üzerinden değeri artan ABD varlıkları da küresel sermayeyi kendine doğru çekiyor. Gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkıyor veya bu ülkelere daha az sermaye geliyor. Bu durum da gelişmekte olan ülke paralarında değer kayıplarına yol açıyor.

- 2013 ortasında başlayan bu eğilim Trump ile ivme kazandı ve devamı gelecek gibi. Bu nedenden dolayı dövizde açığı olanların her fırsatta bunu kapatmasında fayda var.

VE SONUÇ:

“Koşullar insana egemen olur, insan koşullara değil.” Euripides
<< Önceki Haber Erdoğan'dan dolar manipülasyonu Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER