Afrika'ya giden gönül erlerinin beklenmedik imtihanı!

Ve bir adanmış ruhlar hikayesi...

Afrika'ya giden gönül erlerinin beklenmedik imtihanı!

Açılan Türk okullarında, her bir kalbe ilmek ilmek sevgi dokuyan gönül erlerinin hikayesini, her Pazartesi ve Perşembe günü Samanyoluhaber.com'da anlatan, Yeşeren Ümitler'in yapımcısı Veysel Karani Gümüşdereli'nin 'Orada insanlar varsa' başlıklı son yazısı yayınlandı.

Yazısında, okul açmak için Afrika'ya giden ailenin hikayesini konu alan Gümüşdereli, ailenin bu yolculuktaki imtihanını ve o o imtihanı hangi duygularla başarıyla geçtiğini anlatıyor.


Yalova İstanbul seferini yapan deniz otobüsü, kıyıya yanaşmak üzereydi. Çocuklar hala ortalıkta koşuyor, oynuyorlardı. Her zaman için son anlarda başlayan oyunlar, onlar için çok zevkli oluyordu. Oyunlarını bırakmak da bu yüzden çok zordu. İlhan Bey, kendi çocuklarını yanına çağırdı, “biraz daha oynayamaz mıyız acaba?” diye bakan çocuklarını kucağına aldı ve onlara inmek üzere olduklarını fısıldadı. Deniz otobüsünde büyük bir hareketlenme başlamıştı. Hazırlandılar ve çıkış kapısına doğru yönelerek kalabalığa karıştılar…

İlhan bey ve ailesi, dünyanın dört bir tarafına kanatlanan gönüllülerdendi. Adanmış olma duygusuyla, “insanlığa nerede faydalı olacaksak biz hazırız” diyenlerden… Bu kez onlar için yol, Afrika’ya çıkıyordu. Afrika’da da Kenya… Afrika’ya gitmek için de birtakım ön hazırlıklar gerekiyordu. Öncelikle sağlık adına… Belki de gerek yoktu bu tür prosedürlere. Lakin modern dünyanın kendisini koruma adına koyduğu kurallar böyleydi. Bu yüzden İstanbul’da, denizciler için bu prosedürleri yerine getiren bir polikliniğe gitmeleri gerekiyordu.

Belediye otobüsüyle Karaköy’e doğru giderken Afrika’yı ve Kenya’yı düşünüyorlardı İlhan Bey ve Behiye Hanım… Yıllarca farklı ülkelerde, zor şartlarda insanlara yardım etmeye çalışmışlardı. Hatta ölüm tehlikesi ile karşılaştıkları bile olmuştu. Ancak Afrika hakkında çok fazla bilgi sahibi değillerdi. Çocuklara da yeni bir ülkeye gidecekleri söylenmişti. Ancak gidecekleri ülke onlar için şimdilik fark etmiyordu.

Afrika… Kasıtlı olarak yıllarca insani olmayan yönleriyle dünyaya tanıtılan kara kıta… Renk körü olan Anadolu insanına bile… Fark etmezdi belki ama 1990’lı yılların başında “Afrika’ya yolculuk yapmak ya da yerleşmek için gider misiniz” deseler İlhan Beye, İlhan Bey ya da kim olsa biraz düşünürdü herhalde. Çünkü ne safariye merakı vardı ne de vahşi hayata… Zaten onlarca ülkeden kaçını tanıyordu ki Afrika’da… Yırtıcı hayvanlar ve aşağılama kültürü ile yapılan filmler aklına geldi. Ne rahatsız edici bir durumdu Afrika adına. Birazdan Poliklinikte olacaklardı.

Kapıdan içeri girdiklerinde, kendilerinden başka birkaç kişinin daha sırada olduklarını gördüler. Geldikleri mekânı bulabilmek için bir hayli yol yürümüşler ve de yorulmuşlardı. İstanbul’un büyüklüğü onları da etkilemişti. Hem aşı olacaklar hem de Afrika için 10 yıl boyunca geçerli olan sarı bir belge alacaklardı. Sıranın kendilerine gelmesini beklerken, bir taraftan dinlenme fırsatı buldular, bir taraftan da tatlı bir sohbete daldılar. Çocuklar yine kendi hallerinde oynuyorlardı. Diğer bekleyenler muhtemelen sefere çıkacak olan denizcilerdi. Çocuklarıyla birlikte gelen bu aile, onların da dikkatini çekmişti. Arada sırada, çaktırmadan, bu sıra dışı aileyi süzüyorlardı.

Bir süre sonra sıra İlhan Bey ve ailesine geldi. Çocuklarla birlikte işlemlerin yapıldığı odaya girdiler. Masanın arkasında beyaz önlüğüyle doktor olduğu anlaşılan bir beyefendi duruyordu. Doktor başını bilgisayardan çevirerek gözlüklerinin üstünden karşısında duran aileye baktı. Şaşırdığı belli oluyordu. Şu ana kadar ailecek geleni görmemişti anlaşılan. Onlara hoş geldiniz dedi ve…

-Hayırdır! Ne yapabilirim sizin için? Ne için gelmiştiniz?

İlhan Bey doktordaki şaşkınlığı fark etmişti. Yine de hayra yorarak,

-Biz Afrika’ya Kenya’ya gideceğiz inşallah. Ancak özellikle havaalanlarında bir belge istiyorlarmış. Ayrıca bir de aşı vurulmamız gerekiyormuş herhalde.

-Hepiniz mi gideceksiniz?

-Mümkünse evet!

-Niçin?

-Eğitim faaliyetleri için. İnşallah Kenya’da okul açmak istiyoruz. Bunun için de Kenya’ya taşınmamız gerekiyor.

-Hepiniz mi?

Behiye Hanımefendi söze karıştı.

-Evet inşallah. Hepimiz gideceğiz. Daha önce Kafkaslarda bir ülkedeydik.

Şimdi de Kenya’ya gitmek istiyoruz.

Doktorun şaşkınlığı devam ediyordu. Kararlı görünen karı-kocaya ve çocuklarına bakıyordu. Yutkunarak konuştu.

-Böyle bir şeye izin veremem!

Soru sorma sırası İlhan Beylere gelmişti;

-Neden izin veremezsiniz?

-Sizi ölüme gönderemem!

“Siz gitmek istiyorsunuz ama sizi sizden korumam gerekiyor” demek gibi bir şeydi bu.

Doktor devam etti,

- Siz Kenya’nın nasıl bir ülke olduğunu biliyor musunuz? Ben daha geçen ay Kenya’daydım. Ve orada neler yaşadığımı ben bilirim. Orada açlık var, insanlar en küçük hastalıklardan dolayı ölüyorlar. Hayat şartları çok kötü... Siz nasıl gidersiniz Kenya’ya…



<< Önceki Haber Afrika'ya giden gönül erlerinin beklenmedik imtihanı! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER