Samanyolu Haber Televizyonu Editörü Yusuf Acar konuyla ilgili bir değerlendirme yazısı kaleme aldı. 'Mısır, 28 Şubat'ını yaşıyor' diyen Acar, darbeye nasıl meşruiyet kazandırılmaya çalışıldığını analiz etti.

Mısır ordusu yönetimi silah zoruyla ele geçirdi. Mısır tarihinde demokratik yolla seçilen ilk Cumhubaşkanı olan Muhammed Mursi'yi deviren ordu, dünyanın gözü önünde demokrasiye darbe vurdu. Genelkurmay Başkanı'nın darbe açıklamasını okurken, iki yanına yerleştirdiği sivil unsurlarla darbeyi meşrulaştırmaya çalışması utanç tablosu oluşturdu.

 

Mısır'da demokrasiye vurulan darbe işte bu sözlerle dünyaya yansıdı. Bir yıl önce Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi tarafından ordunun başına getirilen Mısır Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı General Abdülfettah el Sisi'nin adı, askeri müdahalenin baş mimarı olarak tarihin kara sayfalarına girdi.

 

General El Sisi'nin televizyondan yayınlanan darbe açıklamasında ekrana yansıyan fotoğraf da utanç belgesi olarak Mısır'ın demokrasi tarihinde yerini aldı. El Sisi, Mısır'ın gerçek demokratik yollarla seçilen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yönetimin devrildiğini açıklarken yanında sadece komutanlar yoktu. 

 

Ordu, Mursi'ye 48 saat verdiğinde herkes bu sürenin sonunda darbe olacağı ihtimalini konuşmaya başlamıştı. Ancak asker sadece silahlı gücünü kullanmadı. Demokratik anayasal çerçevede yetkisi olmamasına rağmen muhalefet gruplarını ve dini liderleri toplantıya çağırdı. Krizden çıkış yollarını konuşmak istediğini açıkladı. Mursi ve liderlik yaptığı Hürriyet ve Adalet Partisi ise toplantıya katılmadı. El Sisi, ülkedeki krizden çıkmak, ülkede huzur ve güven ortamını yeniden tesis etmek için halkın Orduyu göreve çağırdığı mesajını vermek için ekrana verdiği resmi ustaca oluşturdu. General Sisi televizyon konuşmasında yanında yer verdiği Mısır'ın en üst düzey Sünni din adamı El Ezher Şeyhi, Kıpti Patriği Tovadros, Muhalif lider Muhammed El Baradey ve askeri yetkililerle birlikte darbeye meşruiyet zemini kazandırmaya  çalıştı. 

 

 

Yönetimi sandıkla değil silah zoruyla deviren bu görüntü aslında Türkiye'ye pek de yabancı değil. Son örneğini 28 Şubat post modern darbesinde gördüğümüz süreçte başta iş dünyası ve medya olmak üzere sivil kesimler ordunun yanında yer almış ve Türk demokrasisi askıya alınmıştı. Bugün Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi gözaltına alınmış durumda. Dün geceden itibaren Mursi'nin Hürriyet ve Adalet Partisi ile Müslüman Kardeşler Teşkilatı üyelerinden tutuklananların sayısı 400'ü geçti. Mursi yanlısı yayın yapan televizyonlar kapatıldı. Tutuklamaların artmasından endişe ediliyor.

 

Muhalefet ordunun gelmesiyle, sandıkta yenmeyi imkansız gördüğü Hürriyet ve Adalet Partisini iktidardan uzaklaştırmayı başardı. Ancak, kısa sürede seçimlerin yapılacağını açıklasa da ülke ekonomisinin 3'te 1'ini elinde bulunduran Silahlı Kuvvetler'in siyasi yasaklar ve sınırlamalarla muhalefeti kontrol etmek istemeyeceğinden kimse emin olamaz.