Darbecilerin elini güçlendiren protokol

Türkiye, 'karanlık ilişkiler ağıyla' ilk kez 1996 Kasım'ında Susurluk'ta yaşanan kazanın ardından tanıştı.

Darbecilerin elini güçlendiren protokol

Medyanın ve kamuoyunun desteğine rağmen aydınlanma sürecinin üstü örtüldü, faturanın kesildiği üç-beş sanık komik cezalarla kurtuldu. Ancak bu noktadan Ergenekon, darbe girişimleri, andıçlar, kara propaganda ve eylem planlarına giden bir silsile oluştu. Eski Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, tecrübesini şöyle özetliyor: "Jandarmanın iç güvenlikten elinin çektirilmesi gerekir. Şemdinli'de ortaya çıkan EMASYA protokolü mutlak suretle iptal edilmeli." Elkatmış, Susurluk Komisyonu raporunda jandarmanın iç güvenlikten çekilmesine yönelik teklifte bulunduklarını hatırlatıyor. Aynı öneriyi Şemdinli raporunda tekrarladıklarını kaydederken şöyle devam ediyor: "EMASYA protokolüyle askere tüm yetkiler verilirse, yüzde 100'ünü kontrol etme imkânı sağlanırsa, tabii ki asker de bu gibi davranışlar içerisinde olur. EMASYA protokolü mutlak suretle iptal edilmeli. Şemdinli'de ortaya çıktı. Bu işi hazırlayanların görevden alınması lazım. Biz bir albayı dahi görevden alamadık. Herhangi bir kamu görevlisi de olsa asker-sivil görevden el çektirilmesi lazım." Elkatmış, TSK'nın eski alışkanlığıyla hareket ettiği görüşünde. Komplo belgelerine imza atanları korumasının askerî yargıya olan güveni sarstığını dile getiriyor. Türkiye'de artık darbeleri açıklayanların değil darbeyi hazırlayanların yargılanması gerektiğinin altını çiziyor. 28 Şubat sürecinde yapılan hatanın tekrarlanmamasını istiyor: "O süreçte de darbe hazırlığı yapıldı. Günü, tarihi belliydi. Kadir Sarmısak isimli emniyet istihbaratta çalışan biri, darbe planını alıp İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu'na verdi. Oradan Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na gitti. Darbe deşifre oldu. Darbe planını hazırlayanların yargılanması gerekirdi. Kim yargılandı: Kadir Sarmısak, Bülent Orakoğlu ve Hanefi Avcı. Suç duyurusu hakkında işlem yapılmazken darbeyi kamuoyuna duyuran Hasan Celal Güzel yargılandı. O tarihlerde de andıçlar yayınlandı, hiçbir şey olmadı. Bugün de askerî yargı ısrarla direniyor. Bu durum askerî yargıya olan güveni sarsıyor." Elkatmış, Genelkurmay'ın kabul ettiği andıcın sadece 1997'den beri uygulamada olduğunu savunuyor. Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) bu işleri yapacak bir birim olduğunu, daha sonra bu birimin yapılan bir değişiklikle sözde lağvedildiğini anlatıyor. Elkatmış, "Böyle bir birimin devam ettiği vakıadır. Son gelişme bunu doğruluyor. Askerin görevi internet sitesi hazırlamak değildir. Kendi insanını andıçlamak, fişlemek görevi değildir." diyor. CİHAN-ZAMAN
<< Önceki Haber Darbecilerin elini güçlendiren protokol Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER