Hizbullah sanıkları jandarma sorumluluk bölgesinde

Hizbullah davasının tutuklu sanıkları 3 Ocak tarihinde Yargıtay kararı ile tahliye edildi.

Hizbullah sanıkları jandarma sorumluluk bölgesinde

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu kararı verirken ceza alacaklarını bilen tutuklu sanıkların tekrar cezaevine dönmek istemeyeceklerini öngöremedi. Hele hele Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2 ay önce Yargıtay'a bir yazı yazarak Hizbullah davasının önemini hatırlatması öngörüye bile lüzum bırakmıyor. Bütün bu gelişmelerde medya önce suçlu olarak hükümeti ilan etti. Yargıtay'ın 'yakalayın' kararından sonra polis hedef haline getirildi. Dün Milliyet gazetesinin manşeti "Kaçırdınız bari yakalayın" idi. Ancak söz konusu teröristlerin, salındıktan sonra kırsal bölgeye çıktıkları ifade ediliyor. Bu noktada ise polisin yetki alanı bitiyor. Çünkü kırsal alanlar jandarmanın sorumluluk bölgesi. Jandarmanın Hizbullah konusunda karnesi ise kırık. Eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Teoman Koman'ın "Hizbullah diye bir şey yok, onlar kendilerini savunan Müslüman vatandaşlar." sözleri arşivlerdeki yerini koruyor. Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkan Vekili Bülent Orakoğlu, dönemin Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz ve öldürülen Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu ile aynı masada yemek yediklerini anlatıyor. Yine Ergenekon davasında gizli tanıkların verdiği ifadeler ise Jandarma ile Hizbullah irtibatının yeni çıkan delilleri arasında yer alıyor. Bugün suçlanan polis ise Hizbullah'la 283 çatışma ve operasyona girdi. Polis, aralarında Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın da bulunduğu 41 şehit verdi, 72 gazi çıkardı. Bu çatışmaların 185'i AK Parti hükümeti döneminde oldu. Kısacası Hizbullah ile devletin hiçbir kanadı polis kadar mücadele etmedi ve kimse polis kadar kayıp yaşamadı. Bu nedenle salınanların kaçmasına polis bilerek göz yumdu, iddiası gerçekçi değil. Seçimlere beş ay kala bu tahliyelerin yol açabileceği kaosta asıl sorumluluk, dosyayı öncelikli olarak ele almayan Yargıtay'dadır. Yargıtay'ın 9. Ceza Dairesi başkanının Hizbullahçılar tahliye edilirken tatilde olduğu ve tatilden yarın döneceği ifade ediliyor. Tahliyelerin seçim öncesi kaos oluşturmak için kasıtlı olarak bırakıldığı ileri sürülüyor. Ve Hizbullah'ın önümüzdeki mart ayında PKK'yı tahrik edecek şeyler yapacağı iddia ediliyor. Sadece Hizbullah sanıkları değil PKK ve MLKP'liler de salındı. İstihbarat raporlarına göre son bir yıl içerisinde cezaevlerinden serbest bırakılacağını gören Hizbullah faaliyetlerini arttırdı. Toplumsal etkinlikler ile sempatizan kitlesini arttırmaya çalıştı. Hizbullah terör örgütü, özellikle son 9 ayda siyasi arenada ve seçimlerde faaliyet göstermek için hazırlıklar içerisine girdi. Seçim sürecine hazırlanan ve propaganda gücünü arttırmak isteyen örgüt Çağrı TV'nin kurulum çalışmalarını başlattı. Örgüt özellikle taban kazanmak için 2010 yılında 17 yeni dernek kurdu, böylece örgüt yanlısı dernek sayısı 24 ilde 98'e ulaştı. Dernek faaliyetlerine paralel olarak basın yayın faaliyetlerine de ivme kazandırdı. Örgüt mevcut gazete ve dergilerinin tirajını arttırma çabalarının yanısıra yerel radyo ve gazeteleri de satın alarak medya ağını genişletti. Aynı şekilde haber portalları ve internet sitelerini çeşitlendirdi.
<< Önceki Haber Hizbullah sanıkları jandarma sorumluluk bölgesinde Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER