Eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan avukatları aracılığıyla Sabah gazetesinde çıkan haberi yalanladı. Avukat Hüseyin Ataol, Hanefi Avcı’dan elde edilen kasetlerin müvekkillerinin emriyle konulduğu şeklindeki iddianın uydurma olduğunu söyledi. Müvekkillerinin görev alanının ve konularının farklı olduğu için Avcı’ya yönelik soruşturmanın herhangi bir kısmında yer almadıklarını belirtti.

Avukat Ataol yazılı açıklamasında bugün, Sabah gazetesinde müvekkilleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Mesut Yılmaz, Hikmet Kopar hakkında “Avcı’ya Kumpas Kasetlerinin Sırrı Çözüldü” başlığı altında yapılan haberin tamamen uydurma olduğunu söyledi. 

Tekzip taleplerinin kapalı devre bir sistem içinde sulh ceza hakimlikleri tarafından değerlendirildiğini hatırlatan Ataol, bu usul sonuçlanana kadar müvekkillerinin adeta medya üzerinden infaz edildiğini kaydetti. 

Ataol, “Bu haberi yapan yayın kuruluşu da uzun süredir müvekkiller aleyhine asılsız iddialarda bulunmayı ve onları lekelemeyi alışkanlık haline getirmiştir. Basın ilkelerini, kişilik haklarını hiçe sayan, masumiyet karinesini tanımayan iftira mahiyetindeki bu yayınlar hakkında gerekli hukuki ve cezai şikayetler elbette yapılacaktır.” dedi. 

Müvekkillerinin yeniden tutuklanmalarına zemin oluşturacak yeni sebepler üretmek için haber adı altında bu iftiraların gündeme getirildiğini vurgulayan Ataol, bu haberlerin algı yönetimi amacıyla yapıldığını savundu. 

Müvekkillerini asılsız iftiralar ile kamuoyu nezdinde lekeleme amacıyla bazı çevreler tarafından uydurulan bu haberlere karşı tekzip hakkını kullanacaklarını kaydeden Ataol, kamuoyunu doğru bilgilendirmek için bu açıklamanın gerekli olduğunu belirtti. 

Söz konusu haberin tümüyle uydurma olduğunu ifade eden Ataol, “İftira mahiyetindeki haber içeriğinde, Eskişehir Emniyet Müdürü makamında bulunduğu söylenen kasetlerin, müvekkilimiz Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Mesut Yılmaz, veya Hikmet Kopar ile hiçbir alakası yoktur. Öyle ki, suçlanmak istenen emniyet personelinin isimleri bile yanlış yazılmıştır. Kaldı ki, haberde asılsız şekilde suçlanan personelin, görev alanları ve konuları farklı olduğundan, bahsi geçen Hanefi Avcı soruşturmasının herhangi bir kısmında yer almış olmaları da imkansızdır.” dedi.