Siyasi çıkarlar uğruna hayal gücünü zorlayan suçlamalarla hayırsever kadınları hedef alan operasyonların ne hukuk, ne de demokratik hak ve özgürlüklerle izahı mümkün değildir.İyilik ve toplumsal fayda duygusuyla harekete geçen insanlar, kadın-erkek ayrımı yapılmadan hedef haline getirilmekte ve algı yönetimiyle toplumun bir kesiminin vicdanları felç edilerek icra edilen zulüm meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.

Yapılmak istenen şeyi anlamak da, kabul etmek de mümkün değildir. Değildir, zira ülkemizde adeta iyilik yapma duygusu yasaklanmakta ve toplumun sorun çözme kabiliyeti dinamitlenmektedir.

Hangi icraatlarından dolayı terörle suçlandıkları anlaşılmayan insanlar, devlet otoritesinin istismarıyla mağdur edilmekte ve kendilerine gözdağı verilmek istenmektedir.

Kanun önünde herkes eşittir. Hiçbir yaşam, inanış veya giyim tarzı kanun karşısında ayrıcalık veya dokunulmazlık sağlamaz. Amacımız sadece belli bir yaşam tarzından insanların savunulması değildir. Unutulmamalıdır ki, Manisa'da gerçekleştirilen baskındaki utanç verici uygulamalar, toplumumuzun her kesiminden kadın ve erkekleri hedef alan bir baskı kampanyasının yansımalarından sadece bir tanesidir.

Bilinmesi gerekir ki; zulmün pervasızlığı ülkesine ve insanlığa hizmet etmek için yola çıkan kadınların ancak kararlılık ve cesaretini artırır.