Uzun yıllar bürokraside önemli görevlerde bulunan Erhan Usta, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin daveti üzerine 7 Haziran seçimleriyle birlikte siyasete adım attı. MHP'nin seçim beyannamesini ve koalisyon protokolünü hazırlayan ekibin içerisinde yer alan Usta, partinin ekonomi politikalarına yön veriyor. bürokratlığı döneminde de iktidarın yanlışlarına ‘hayır' dediğini, siyasi talimatlara kapalı olduğunu anlattı. Bu nedenle 12,5 yıl boyunca yükseltilmediğini, müsteşarlık kararnamelerinin geri döndüğünü belirtti. 1 Kasım seçimleri öncesinde Samsun'da seçim çalışmalarına hız veren Erhan Usta, Zaman'a önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli'nin kurmay kadrosundaki isimlerden biri olan Erhan Usta, AKP'nin devletin gücünü muhalif gördüğü herkesi sindirmek için kullandığının altını çizdi. Usta'nın açıklamalarından satır başları şöyle;

“Vergiye gidiyorsun, vergide tetikçilik yapıyorlar. İş müfettişleri tetikçilik yapıyor. Muhalif esnaf, ‘her gün benim başıma müfettiş geliyor' diyor. Türksat, muhalif görüşü var diye bazı kanalları uydudan çıkarıyor. Böyle şey olur mu? Biz nasıl yatırım yapacağız, biz bu ülkeyi nasıl büyüteceğiz? Yabancı yatırımcı beklerken kayırmacılıkla kendi yatırımcımızı Türkiye'nin dışına itiyoruz.”

“Tetikçilik yapanlar bugün bakan. Bağımsız bakanların bir kısmına bakın, zamanında yaptığı tetikçiliğin karşılığı olarak bugün mükafatlandırılıyorlar. Tetikçiliğin prim yaptığı bir kamu yönetiminden ne beklersiniz? İlk yapılacak işlerden biri güven vermek. Kamu yönetimi bütün vatandaşlara ve yatırımcılara karşı aynı mesafede olmalı, aynı yakınlıkta olmalı. Bu nepotizm (eş dost kayırmacılığı) hastalığı bu ülkeyi bitirecek. Bundan kurtulmamız lazım, bu da AKP iktidarından kurtulmakla olur.”

“Havuz medyası tarafından toplum her gün adeta zehirleniyor. Panzehirin ulaşmaması içinde muhalif medyaya baskı yapılıyor, televizyon kanalları engelleniyor. Basına baskının basın özgürlüğü boyutu var, yatırımcı boyutu var, hizmet alan tüketici kısmı var. Hiçbir mahkeme kararı olmadan basını susturmaya çalışıyorlar. Hukuk çalışmıyor, ilk yapılacak iş bu ülkede hukuku çalıştırmak. Hukukun çalışmadığı bir ülkede kimi kime şikâyet edeceksiniz? TRT'de yer bulamıyor. Akademisyen diye çıkardıkları isimler tetikçi. Bana TRT bir kere bile ‘gel MHP'nin ekonomik görüşlerini anlat' demediler.”

“Devletin iradesi terörle mücadele edenin arkasında olacak. Valilere operasyon izni verilmedi. Bu bilinen bir şey. Bizzat Efkan Ala arıyor, ‘kardeşim operasyon yapmayacaksınız' diyor. Ala, bunu kendisi demiyor, dönemin başbakanı, bugünkü Cumhurbaşkanı ile görüşerek diyor. Her tarafta PKK binaları… PKK şehirlerin içerisinde artık. Terörün yalnızca silaha çözülecek boyutu yok. İşin sosyolojik, ekonomik boyutu var. MHP olarak bu konuyla ilgili olarak özel bir projemiz var. Milli birlik ve beraberliğin tesisi projesiyle ortak değerler üzerinde inşa edilen bir millet anlayışıyla ortak geleceğe yürümek mümkün olacak.”

“Benim canımı sıkan şey, vicdanlar da sustu. Bugün yönetici, bakan, yanlışı görüyor ama yanlışa ses çıkaramıyor. Bakanlar, bize “siz haklısınız ama Tayyip Bey böyle istiyor, bu olacak kardeşim” diyordu. AKP döneminde kamuda 12,5 yıl çalışıp, bir numara olup yükseltilmeyen tek kişi benim. Ben bu hükümetten önce genel müdürdüm. 12,5 yıl boyunca pozisyonum değişmedi. Görevden de almadılar  çünkü işimizi çok iyi yaptık, bu işi yapacak nitelikte adamları da yoktu zaten. Benim müsteşarlık kararnamelerim niye döndü, hukuksuz talimatlara kapalı olduğum için.

“MHP, 7 Haziran'ın ardından ilk akşamdan itibaren bir perspektif ortaya koyarak ‘ben koalisyona varım' dedi. Biz başından beri koalisyona hazır olduğumuzu söylüyoruz. Ben bu süreci bizzat yaşayan bir insanım. Devlet Bey'in Başbakan ile görüşmeye giderken yanında götürdüğü siyah çantayı hazırlayan, içini dolduran birkaç kişiden biriyim. Bir aydan fazla süre koalisyon için çalıştık. Fakat Davutoğlu, bize başka şeyler teklif etti ama koalisyon teklifi yapılmadan masadan kalkıldı. Dolayısıyla bu ülkede bir koalisyon kurulamadıysa bu işin sorumlusu net olarak AKP ve Cumhurbaşkanı'dır.”

Zaman