"O artık 'istemese' de 'diktatördür"

Sözcü yazarı Can Ataklı: Erdoğan çırpınırcasına “Ben diktatör değilim” dese bile çevresinin davranışları nedeniyle bu duruma düşecektir.

SAMANYOLUHABER.COM



O artık “istemese” de diktatördür

Birkaç gün önceki bir yazımın satır aralarında şöyle bir cümle vardı: “Erdoğan artık diktatör değilim dese bile kendi partisi tarafından kendisine diktatör muamelesi yapılacaktır.”

Çünkü yaşananlar gözlerimizin önünde.

Özellikle cemaatin dinci faşist darbe kalkışmasından sonra Erdoğan “tek adamlığını” ilan etti.

Artık görüyorsunuz “başkanlık” tartışması da kalmadı. Belki gerek yok, belki şimdilik durumu öyle idare etmek daha işlerine geliyor.

Ancak sorun şu ki, “tek adam” yönetimi ilk başlarda herkese cazip gelse, istikrarın daha güçlü olacağı sanılsa da, Erdoğan “tek adamlıktan” hızlı biçimde “yalnız adamlığa” geçecektir.

Bunu da altındaki hükümet, partisinin milletvekilleri, sivil asker bürokrasi ve hatta iş dünyasının tutum ve davranışları sağlayacaktır.

Şu anda Erdoğan'dan izinsiz ya da onaysız kimse adım bile atmıyor.

O'na sormadan konuşmak, bir konuda karar vermek, uygulamak mümkün değil.

Hatta öyle ki Erdoğan “beni bu kadar meşgul etmeyin, herkes işini iyi yapsın” dese bile kimse buna aldırmayacak ve “ne olur ne olmaz” düşüncesi ile mutlaka önce saraya danışacaktır.

Ki zaten olan da budur.

Bu da bir insanı “diktatör olmaya götüren” üzerine gül serpilmiş ama sonu uçurum olan tehlikeli bir yoldur.

Erdoğan çırpınırcasına “Ben diktatör değilim” dese bile çevresinin davranışları nedeniyle bu duruma düşecektir.

Önceki gün yaşadığımız bir olaydan çıkarak basit bir örneğini vereyim.

Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan Üçüncü Köprü'nün açılışı ile bilgiler verirken 26 Ağustos'taki törenden sonra muhtemelen bir süre ücretsiz geçiş olacağını söyledi.

Gazetecilerin “Bayramda bu köprü de ücretsiz olacak mı?” sorusuna bakan Arslan “Bu iş hesap işi. Bakanlıktaki arkadaşlarımız değerlendirecektir. Ama o kadar uzun süre bedava olmaz” dedi.

Ancak gazeteciler bu kez “Körfez Köprüsü bayram boyunca bedava olmuştu?” diye sorunca, pot kırdığını hisseden Arslan birden çark etti ve şöyle dedi;

“Osmangazi Köprüsü hemen bayram tatilinin başlangıcı ile açıldığı için sayın Cumhurbaşkanımızın öyle bir talimatı oldu. Dolayısıyla ücretsiz oldu. Eğer ‘26'sında bayrama ücretsiz olsun' derseniz 26 gün ücretsiz 

yapmak lazım ki bu sürdürülebilir değil. Ancak ancak sayın Cumhurbaşkanımız her zaman sürprizler yapmayı sever. O gün bir talimatları olursa arkadaşlarla birlikte değerlendiririz. Bizde sizinle birlikte 26'sında sayın 
Cumhurbaşkanımızdan öğrenmiş olacağız.”

Şimdi bu ne anlama geliyor?

Yeni köprünün bu kadar uzun süre bedava olması mümkün değil.

Ama Cumhurbaşkanı isterse olur.

Yani işin ekonomik tarafı, hak ve adalete uygunluğu değil önemli olan.

Cumhurbaşkanı istesin yeter.

O popülizm yapacaksa, halkı “ne cömert cumhurbaşkanı” diye oyalamak istiyorsa köprü bayram sonuna kadar bedava olur, hatta ne kadar isterse o kadar bedava olur.

İşte bu tutum ve davranışlar bir kişiyi “istemese” de diktatörlük yoluna sokar.

Erdoğan'ın bundan sonraki handikapı budur.


<< Önceki Haber "O artık 'istemese' de 'diktatördür" Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER