Boğazköy Sfenksi evine döndü

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Boğazköy Sfenksi'nin ait olduğu topraklara dönmesinin çok anlamlı olduğunu belirterek, ''3 bin yıldan eskiye dayanan bu anıtsal yapıyı yüzyıllık bir hasretten sonra toprağımıza kavuşturmak, toprağında, yüreğinde duyduğu bir derin özlemi belki sona erdirmek anlamını taşıyacaktır'' dedi.


Günay, Hitit İmparatorluğu dönemi MÖ 13. yüzyıla ait olan Boğazköy Sfenksi'nin Almanya'dan ait olduğu topraklara dönüşü nedeniyle geldiği Çorum'da, basınla sohbet toplantısı düzenledi. Hitit İmparatorluğu'nun başkenti Hattuşa'nın insanlık tarihindeki önemine değinen Günay, uzunca bir süreden bu yana Alman Arkeoloji Enstitüsü ile birlikte araştırma ve kazılar yaptıklarını söyledi. Bu kapsamda küçük çaplı restorasyonların da gerçekleştirildiğini aktaran Günay, bu kazılardan daha önceki yıllarda, yüzyıla yakın bir süre önce Almanya'ya restorasyon için gönderilen 2 sfenksin bulunduğunu, bunlardan birinin Türkiye'ye döndüğünü, diğerinin dönüşünün ise çeşitli nedenlerle uzadığını belirtti. Son yıllarda yoğun bir diplomatik ilişki içinde sfenksin ait olduğu topraklara yaklaşık 95 yıl sonra dönüşünü sağladıklarını ifade eden Günay, bu görüşmeler sırasında Almanya'daki muhataplarının da büyük çabalar gösterdiklerini söyledi. Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu özlemi, yüzyıla yakın süren hasreti giderdik. Birazdan Hattuşa'da yeniden düzenlediğimiz Boğazköy Müzesi'nde heykeli, İstanbul'daki kardeşiyle birlikte buraya getirip yerine koyduk, hep birlikte ait olduğu topraklarda göreceğiz. Ben bu anıtların, tarihi eserlerin kendi topraklarına, ait oldukları topraklara dönmesini çok önemsiyorum. Belki bizim bilmediğimiz bir evrende bunların da ruhu, canı, bir anlayış dünyası vardır diye düşünüyorum. Herkül heykelinin üst yarısını Antalya'ya ait olduğu topraklara, Boğazköy Sfenksi'ni de ait oldukları topraklara Çorum'a getirdik. Bu açıdan çok heyecanlıyız. Bu alanda başka çalışmalarımız da var. Dünyadan ülkemize ait olan çeşitli eserlerin yine diplomatik yollarla veya hukuk yoluyla ülkemize dönmesi için uğraşıyoruz, çalışıyoruz. Güzel adımlar attık, devam edeceğini umut ediyorum.'' -''Madem ki bizim ülkemizin topraklarındadır, hepsi bizimdir''- Türkiye'nin arkeolojik açıdan çok zengin bir ülke olduğunu vurgulayan Günay, Türkiye'nin turizmi açısından arkeolojik zenginliklerin büyük önem taşıdığını ifade etti. Günay, ''Bir eser hangi dönemden kalmış olursa olsun, antik çağlardan da kalsa, prehistorik dönemden de kalsa, bir Pagan uygarlığından da kalmış olsa, Hristiyan, Musevi inançlarından birisine de ait olsa, madem ki bizim ülkemizin topraklarındadır, hepsi bizimdir. İnsanlığın bize emanetidir'' diye konuştu. Toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Günay, ''Yurt dışından getirilen eserlerin sayısının kaça ulaştığının'' sorulması üzerine, 2011 yılında 1900 eserin Türkiye'ye getirildiğini, 2007'den bu yana getirilen eserlerin sayısının böylece 3 bine ulaştığını, bunlardan yaklaşık bininin ise sikkelerden oluştuğunu bildirdi. Günay, bir başka gazetecinin ''İstanbul silüetine ilişkin tartışmaları'' hatırlatması üzerine de ''O konuyu burada değerlendirirsem Çorum, tamamen İstanbul'un silüetinin gölgesinde kalır. O konu çok hassas ve önemli bir konu. Bu konuyu çok rica ediyorum, benimle Ankara'da konuşun. Bunu söylemiş olayım'' karşılığını verdi. Günay, daha sonra Kadeş Antlaşması anısına yaptırılan Kadeş Anıtı'nın da açılışını yaptı. -Boğazköy Müzesi'ndeki tören- Kültür ve Turizm Bakanı Günay, daha sonra Almanya'dan getirilen Boğazköy Sfenksi'nin konulduğu Boğazköy Müzesi'ndeki törene katıldı. Günay, burada yaptığı konuşmada, güneşli ama soğuk bir günde herkesi yüreğinin bütün sıcaklığıyla selamladığını söyledi. Boğazköy Sfenksi'nin 95 yıl aradan sonra Türkiye'ye döndüğünü ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde restorasyonunun yapıldığı anlatan Günay, orada bulunan diğer sfenksle birlikte Çorum'a getirildiklerini bildirdi. Günay, şöyle devam etti: ''Ben her vesileyle söylüyorum, bu anıtsal yapıların da bir duygu dünyası olabileceğini, bir canları, bir anlayışları olabileceğine inanıyorum. Bu nedenle 3 bin yıldan eskiye dayanan bu anıtsal yapıyı yüzyıllık bir hasretten sonra toprağımıza kavuşturmak, toprağında, yüreğinde duyduğu bir derin özlemi belki sona erdirmek anlamını taşıyacaktır. Topraklarımıza hayırlı olsun. İyiliklere ve güzelliklere de vesile olsun.'' Türkiye'nin önemli bir turizm ülkesi olduğunu, turizmin, tarihi güzelliklerin tanıtılmasıyla daha da ileriye gidebileceğini ifade eden Günay, müzelere de büyük önem verdiklerini, Çorum'daki müzelerin ziyaretçilerin zevkle gezebileceği hale getirildiğini kaydetti. -''Büyük bir sevdayla yapacağız''- Günay, Türkiye'nin değişik yerlerinde kazıların sürdürüldüğünü, kazılarla ilgili yazılı kuralların saptandığını, arazide daha fazla durulacağını, daha çok kazı yapılacağını, koruma önlemlerinin alınacağını ve daha çok restorasyon çalışması yapılacağını söyledi. Bu kazılardaki buluntuların Almanca, İtalyanca, İngilizce yayımlanırken mutlaka Türkçe de yayımlanacağını belirten Günay, Türkçe'nin de bir bilim dili olarak gelişmesini çok istediklerini ifade etti. Bakan Günay, şunları kaydetti: ''Bunun için burada çok açık yüreklilikle söylüyorum, arkadaşlarımızın emeğine, mesaisine, gayretine çok teşekkür ederim, ama önümüzdeki yıllarda gerek Türk kazıları gerekse yabancı kazılarda bu performansı mutlaka artıracağız. Türkiye madem ki dünyanın en önemli arkeoloji alanlarından, tarih derinliklerinden ve zenginliklerinden birine sahiptir, o zaman bunun değerini bileceğiz ve gereğini yerine getirmeye çalışacağız. Bunu her vesileyle açık yüreklilikle söylüyorum, bu çerçevede Türk kazısı veya yabancı kazı ayrımı yapmıyoruz. Yeteri kadar mesai göstermeyen, emek harcamayan, yüreğinde kazdığı toprağa bir aşk duymayan tüm kazı başkanlarına teşekkür ediyorum ve onları emekliliğe veya istirahate sevk ediyorum. Yabancı kazı başkanı arkadaşlarımın da aynı işlemle karşı karşıya kalacağını açık yüreklilikle söylüyorum. Madem ki dünyanın geleceği için önemli bir iş yapıyoruz, o zaman aşkla, büyük bir gayretle, büyük bir sevdayla yapacağız. Toprağımızın üstüne de altına da aynı derinlikte, aynı yürek coşkusuyla sahip çıkacağız.'' Törende konuşan Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl da Türkiye ile Almanya'nın sfenksin ait olduğu topraklara getirilmesi konusunda çok anlamlı bir iş birliği yaptıklarını söyledi. İki sfenksin Boğazköy Müzesi'nde buluşmasının önemine işaret eden Pohl, ''Bu iki ülke arasındaki dostluğun bir simgesidir'' dedi. Çorum Valisi Nurullah Çakır ise binlerce yıllık sfenksin topraklarına döndüğü bu günü bir milat olarak kabul ettiklerini bildirdi. Törene, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Murat Süslü ile AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu da katıldı. MÖ 13. yüzyıla ait olan Boğazköy Sfenksi, 3 bin 200 yıllık bir kültürel miras olma özelliği taşıyor. Hitit İmparatorluğu dönemine tarihlendirilen ve kireç taşından yapılan sfenks, 258 santimetre boyunda, 175 santimetre eninde ve bin 700 kilogram ağırlığında.
<< Önceki Haber Boğazköy Sfenksi evine döndü Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER