Gül'ü şaşırtan gerçek

Sağlıkla ilgili bir istatistik Cumhurbaşkanı Gül'ü hayrete düşürdü.

Gül'ü şaşırtan gerçek

Diyabet ile Mücadele Projesi'nin sunumu, Çankaya Köşkü'nde yapıldı. Programa, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eşi Hayrünnisa Gül ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın yanısıra, bazı milletvekilleri ile sağlık sektörü temsilcileri katıldı. Programın sunuculuğunu ise şovmen Beyazıt Öztürk ile tiyatrocu Derya Baykal yaptı. Konuşmasının başında Beyazıt Öztürk, Derya Baykal ve diğer sanatçılara projeye katkılarından dolayı teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Gül, "Bizim bu projeyi himayemize almamız, diyabetin önemini herkese kavratmak ve herkesin hastalıkla mücadelede daha fazla çalışmasını temin etmek. Burdaki herkes aslında bunun ne olduğunu çok iyi biliyor. Bu konuyu belki de en gönüllü olarak herkese anlatacak insanlar burada. Bu toplantıyı burada yapmamızın nedeni, devlet kurumlarımıza talimat, sivil toplum kuruluşları için de teşvik niteliği taşıması.Önemli olan bu toplantıdan sonra yapılacak faaliyetler" dedi. Diyabetin en kötü yanının başka hastalıklara sebebiyet vermesinin altını çizen Gül, şöyle konuştu: "Dünyada da böyle ama işin kötüsü Türkiye'de çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Sayın Sağlık Bakanı beni dün ziyaret etti. Bana çalışmalarıyla ilgili iki de kitapçık verdi. Türkiye'de bir çok hastalık neredeyse elimine edilmiş, artık yok olmuş, yaşam süresi uzamış, çocuk-anne ölüm oranı, gelişmiş ülkeler seviyesine yükselmiş. Kitapçıkta bir grafik vardı. Altında şöyle söylüyor..Türkiye'de kilo ve obezite salgın seviyesine ulaştığı yazıyordu. Grafiğin altında salgın kelimesini okuyunca hayret ettim. Doğrusu bu kadar bilmezdim. Türkiye'de 1998 yılında normal kiloda olanlar, nüfusumuzun yüzde 55'i imiş, oysa 2010 yılında normal kiloda olanların oranı yüzde 27.5 seviyesine düşmüş. Nüfusun yüzde 36'sı obez, yüzde 36'sı çok aşırı kilolu. Bu dikkat çekici bir şey. Bazı hastalıklar vardır, sadece bir uzuvunuzu rahatsız eder. Ama bu anladığım kadarıyla, bütün uzuvları rahatsız eden bir hastalık. Bu da ayrı bir önem verilmesi gerektiğini açıkça ortaya çıkarıyor. Bu faaliyeti onun için burda ypıp, himayemize alıyoruz. Ekonomik olarak da, insanın çektiği acı olarak da, insan hasta olduktan sonra tedavi etmek, hem maliyet açısından hem de çekilen acılar açısından çok yazık. O zaman hastalığı önleyici çalışmalar önem kazanıyor" Savaşlar, depremler, tabii afetler oluyor. Bunların bazılarına bir şey yapamıyoruz ama gelişmişliğin, kalkınmışlığın hastalıklarını da üzerimizde taşımamamız lazım. Bunun için köklü bir eğitim gerekli. Bu eğitim nasıl olacak? Diyabet Vakfı, çok güzel hazırlanmış ve sorumluluğu almış. İletişimin en iyi şekilde sağlanması için, televizyonlar, gazeteler, bütün araçlar kullanılacak ama en önemlisi okullar. Okullarda çocukların iyi eğitilmesi gerekiyor. Bu uğurda harcayacağımız paralar, belki de tedavi için harcayacağımız paraların yüzde 1'i olacak" Hastalık üzerinde beslenme alışkanlığının da önemli bir fetkisi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Yeme-içme deyince hanımların söz hakkı daha çok. Biz, biraz da onlara bağlıyız. Nihayette önümüze ne gelirse onu yiyoruz. Onların bu konudaki düşünceleri önemli" dedi.
<< Önceki Haber Gül'ü şaşırtan gerçek Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER