Avrupa Kupalarında yine bol keseden attık. Takım sayısı bol olunca böyle olması da
doğal mıdır, nedir! Çok eskiden birer ikişer
takımla Avrupa'ya giderdik, elendiğimiz zaman fazla da dert etmezdik. Zaten Avrupa'da bu kadar fazla
ülke de olmadığı için, hep güçlü
takımlar karşımıza çıkardı.
Ya şimdi? Milli Takım düzeyinde olsun, takımlar düzeyinde olsun çok devletli Avrupa'da dişimize uygun rakipler bizi bekliyor. Ama ayağımıza gelen fırsatları tepmekte üstümüze yok. Milli Takımımız zorlanıyor, lig takımlarımızın durumu ise daha fena.
Gelelim asıl konuya. Bize kara bir hafta yaşatan üç takımımızı kutlamamın nedeni, bire bir aynı şeyi yapıp elenmeyi başarabilmeleri. Üç takımımız da en önemli
transferleri son günlere bırakma başarısı gösterdi. İlk turda güçlü! Vaslui'ye elenmekten kıl payı kurtulan
Fenerbahçe,
Krasiç gibi bir transferi
Moskova maçına yetiştirdi. Ama ne yetiştirmek. Fiziksel olarak hiç hazır olmayan
Sırp futbolcu daha ilk önemli maçında revire çıktı. Doktorlar diyor ki üç hafta yok. Buna bir de adaptasyonu eklersek etti mi size altı hafta. Sarı lacivertli takımın Emre Belözoğlu'nun eksikliğini de hissettiğini söylemeyen kalmadı. Orta sahası "ben bittim" diye bağıran Fenerbahçe'de yetmiyormuş gibi
Alex sorunu da üretilince Avrupa hayal oldu.
Trabzonspor da Fenerbahçe'den farksız.
Videoton gibi kendisinden kat be kat daha zayıf bir takıma iki maçta da gol atamayan bordo mavililer Avrupa'ya
veda ettiği gün Burak'ın yerini dolduracak forvet transferini yapmayı
akıl etti. Akıl etti ama atı alan Macaristan'ı geçti! Hadi bakalım şimdi dön annenin ligine
şampiyonluk kovala. Yeni forvetiniz de hayırlı olsun!
Fenerbahçe, Trabzonspor yapar da
Bursaspor onlardan geri mi kalır? Timsah da önemli transfer yapıyor ama son gün. İlk maçta
Twente gibi çok da hafife alınmayacak bir takımı 3-1 mağlup etmişsin. İkinci maçta dakikalar 60'ı gösterirken durum 1-1 ve sen eleniyorsun! Şu transferi daha önceden yapıp da Twente'nin karşısına daha güçlü çıkılsa olmaz mı? Ama ne fayda. Takımlarımız adeta bir planlama dehası. Bu transfer politikalarını kim yönetiyorsa ona gerçekten kocaman bir bravo demek gerekir. Şimdi aldığınız oyuncuları oynatın bakalım Annenizin Ligi'nde.
Şampiyonlar Ligi'ni bırakan Fenerbahçe şimdi Avrupa Ligi'ne döndü. Avrupa'dan elini çekmemiş gibi görünüyor ama kaybedilen prestij ve para cabası.
Sonuç olarak Takımlarımızın sahadaki oyunlarına bakıyoruz ancak iyi yönetilmedikleri gün gibi ortada. Kimse kusura bakmasın ama büyük takım olmanın yolu öncelikle iyi yönetilmekten geçiyor.
Mehmet
Şentürk
Samanyoluhaber.com