Standart olmayan çatı romatizma, deri hastalıklarına neden oluyor


KAYSERİ (CİHAN)- Çatı Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER), 7-13 Nisan Dünya Sağlık Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, çatı ve binalarda yapılacak tadilat ve yalıtımlar ile su sızıntıları, rutubet, küf, kötü koku, romatizma, solunum yolu ve deri hastalıkları gibi sorunlara karşı önlem alınabileceğine dikkat çekti. Bu uygulamalar için en uygun dönemin bahar mevsimiyle birlikte başladığını açıkladı.

ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı Nazım Yavuz, 7-13 Nisan Dünya Sağlık Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada standartlara uygun olmayan çatıların ekonomik zararların yanı sıra sağlık sorunlarına da yol açtığını açıkladı. Yavuz, "Yalıtımsız mekânlarda oluşan nemin hastalıklarla ilişkisi bilinmektedir. Nemli ortamlar, mikroorganizmaların üremesi için uygun koşulları yaratır. Bu da ortamdaki havanın solunum yolları için zararlı hale gelmesine yol açar. Nemli ortamlar ve bu ortamlardaki küf oluşumu, özellikle küçük çocukların astım hastalığına yakalanma riskini büyük ölçüde artırır. Ayrıca romatizma, kötü koku ve deri hastalıklarına da yol açabiliyor." dedi.

"HAVA KİRLİLİĞİNE BAĞLI HASTALIKLARI AZALTIR"

Çatı ve binalarda yalıtım uygulamaları ile ısıtma ve soğutma amaçlı kullanılan enerji miktarı daha az olacağından hava kirliliğinin de azalacağını vurgulayan Yavuz, şunları söyledi:
"Hava kirliliğinin kalp ve damar hastalıkları, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına yol açtığı, böbrek ve beyni olumsuz etkilediği de uzmanlar tarafından sıkça vurgulanıyor. Bunun dışında hava kirliliği, insanların psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine de yol açıyor. Hava kirliliğinin psikolojik rahatsızlıkları tetiklediği de biliniyor. Özellikle yerel hava kirlilikleri astım, kronik bronşit gibi solunum yolu hastalıklarına yol açmaktadır. Bundan dolayı hava kirliliğin yoğun olarak yaşandığı şehirlerde, insanların solunum yolu hastalıklarına yakalanma oranı fazladır. Yalıtım ile çevre problemlerinde sağlanacak azalma sayesinde insanlar daha sağlıklı bir hava teneffüs edecektir. Dolayısıyla insanların sağlık harcamaları da azalacaktır."

"BÖLGELERE GÖRE EN UYGUN YALITIM MALZEMESİ SEÇİLMELİ"

Yalıtım uygulamasının bölgelere ve farklı ihtiyaçlara göre değişkenlik gösterdiğini, uzman kişiler tarafından en uygun seçimin yapılması gerektiğini hatırlatan Yavuz şöyle konuştu: "Yalıtım yapılırken yalıtım malzemesi, aksesuarlar, yan ürünler, bağlantı elemanları, emniyet tedbirleri, iskele, işçilik gibi giderler zaten yapılır. Yalıtım malzemesinin kalınlığının artırılması malzeme fiyatı dışında diğer giderleri etkilememektedir. Yalıtım malzemesi kalınlık farkı maddi olarak tüm giderler içinde çok küçük bir oranda kalacağı için doğru kalınlıkta yalıtım malzemesi kullanmak akıllıca olacaktır. ÇATIDER olarak bizim de katkılarımızla yaklaşık son 10 yıldan bu yana birçok ilimizde iklim bölgelerine uygun olarak çatı eğimleri artırılmaya ve doğru çatı yalıtımı sistemleri uygulanmaya başlandı."

"TÜRKİYE'DE 7 MİLYON ÇATININ YALITIMI YOK"

Türkiye'deki yapı stokunun önemli bir bölümünde yalıtıma ihtiyaç duyulduğunu belirten Yavuz, şunları söyledi; "Yalıtımı olmayan çatılar, binaların kat adetlerine bağlı olarak ortalama yüzde 30 oranında enerji israfına neden oluyor. Bu oran yüzde 50'ye kadar çıkabiliyor. Tüketicilerin faturaları hem yaz, hem kış aylarında gereksiz yere kabarıyor. Binadaki yalıtım uygulamasının en yüksek performansa ulaşması için mutlaka çatı yalıtımı ve tadilatı da yapılmalıdır. Isınan hava yükseldiği için binalar en çok çatılardan enerji kaybediyor. Türkiye'de yaklaşık 7 milyon çatının yalıtım ve tadilata ihtiyaç duyduğunu tahmin ediyoruz. Yalıtımsız çatılar, bugünkü çatıların kalitesini sağlamaktan çok uzaktalar ve tüketicilere zarar veriyor."
CİHAN
<< Önceki Haber Standart olmayan çatı romatizma, deri hastalıklarına... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER