İzmir'de Halkların Köprüsü Derneği, Ege Denizi'nde yaşanan kaçak göçmen ölümlerinin son bulması için uluslararası kamuoyuna sınırları açma çağrısı yaptı. Bu amaçla düzenlenen basın açıklamasına, sokakta yaşayan Suriyeli bir anne ve çocuklarını evine alan, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Şüra Baykan da destek verdi.

Dernek üyeleri, Konak ilçesi Alsancak semtindeki Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde, boyunlarına can yeleği takarak basın açıklaması yaptı. Grup adına konuşan Gülistan Sultan, Suriye'deki iç savaşın dört yıldır devam ettiğini hatırlatarak, ülkesini terketmek zorunda kalan sığınmacıların, daha iyi bir yaşam umuduyla Avrupa ülkelerine gitmeye çalıştığını söyledi. Muğla'nın Bodrum ilçesinde cansız bedeni sahile vuran Aylan bebeğin ardından Avrupa ülkelerinin sınırlı sayıda göçmeni ülkelerine kabul etmek zorunda kaldığını ifade eden Sultan, AB'nin takındığı tavır yüzünden bu kişilerin, insan tacirlerine mahkum edildiğini belirtti. Ülkelerini terkeden insanların, Ege Denizi ve Akdeniz kıyılarından her türlü tehlikeyi göze alarak Yunanistan'a gitmeye çalıştığını vurgulayarak, "Sonbahar aylarında denizler, mülteciler için çok daha tehlikeli. Neredeyse her gün ajanslara, 'Mülteci teknesi battı', 'Mülteci botu alabora oldu' haberleri düşüyor." dedi.

Ege Denizi'nin adeta mülteci mezarlığı haline geldiğine dikkat çeken Sultan, "Yaşanan ölümlerin son bulması için sınırları açması ve mültecilere insani yaşam koşulları sağlaması gereken Avrupa Birliği, aksine ölümlerin artmasına sebep olacak yeni bir anlaşma için Türkiye ile pazarlık halinde. Bu pazarlığın en büyük kozu mülteciler. Serbest dolaşım ve 3 milyar euro karşılığında Türkiye, Avrupa'nın büyük bir esir kampı haline getirilecek ve de Türkiye de bunun karşılığında sınır güvenliğini arttıracak. Avrupalı devletler, Cenevre Sözleşmesi'ne koydukları imza karşılığında bu insanlara kapılarını açmak zorunda. Mülteciler kamplarda, Türkiye'de kalmak istemiyorlar. Ölümler sınır güvenliğinin arttırılması, yeni tel örgüler çekilmesi, insanların toplama kamplarına gönderilmesi ve sınırdışı tehdidiyle engellenemez. Bu politikalar, ancak ölümlerin sayısını arttırır. Daha fazla insanın canını yitirmemesi için sınırlar açılmalı, güvenli geçiş sağlanmalıdır." dedi. Grup sözcüsü Sultan, Fransa'daki terör saldırısının sebebinin, mültecilerin Avrupa'ya kabul edilmesi olmadığını da dile getirdi.

Suriye'den altı çocuğuyla birlikte İzmir'e gelen Maha Mansour isimli kadını ve çocuklarını evine kabul eden Üyesi Doç. Dr. Baykan da basın açıklamasına destek verdi. CİHAN