Başbuğ gereğini yerine getirmeli!


İnternet sitelerinde dün yeni bir ses kaydı yayınlandı. Üst düzey komutan olduğu içeriğinden anlaşılan konuşmada, şok itiraflar yer alıyor. Kaydın nerede yapıldığı belli değil. Ancak konuşmanın içeriği toplantının herkese açık olmadığı izlenimi veriyor. Türkiye'nin yakın zamanda büyük gerilim yaşamasına neden olan "Bülent Arınç'a suikast... Kozmik odada arama..." gibi hususlarla ilgili sözler tüyler ürpertiyor. Sesin sahibi "Ankara Seferberlik Kurulu Bölge Başkanlığındaki yaşadığımız bir olay. Evet, bunlara biz görev verdik. Ben verdim, hiç kimse de ırgalamasın, ben verdim" diyor. Hatırlayacağınız gibi bir Albay ve bir Binbaşı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ev adresi üzerilerinde olduğu halde, gizli takip yaparken suçüstü yakalanmışlardı. O dönem, her iki subayın şehir içinde dinleme ve canlı takip yapma yetkilerinin olmadığı, Başbakan Yardımcısı'nın evinin bu şekilde tarassut altında tutulmasının suç olduğu ortaya çıkmıştı. Her iki subay tutuklanmış ve ardından da geniş çaplı bir soruşturma başlatılmıştı. Bu süreçte askerlerin polisler tarafından aranıp aranmayacağı gibi gereksiz tartışmalar yaşanmış ve Türkiye siyasi bir gerilime sokulmuş, kurumlar arasında güvensizlik pompalanmıştı. İnternete düşen ses kaydı işte bu nedenle çok önemli. "Emri ben verdim" sözü kilit önemde. Demek ki emir-komuta zinciri içinde işlenmiş bir "suç" söz konusu... O halde iki subaya suçüstü yapılmasının ardından yaşanan gerilim de kasıtlı olarak çıkarılmış anlamına geliyor. Şok ses kaydında, kozmik odada arama yapılmasına kendisinin izin verdiğini söyleyen komutan, aksi halde arama yapılmasının mümkün olmayacağını "kaba" bir dille ifade ediyor. İzin verilmesinin nedeni olarak da kuşku doğurmaması gerekçesini dile getiriyor. Yani "kozmik oda" gerilimi de boş yere yaşanmış. Hepsi bu kadar da değil. Sesin sahibi "Şimdilik ortaya şikâyet ediyoruz" diyor. Ancak sabırlarının sınırı olduğunu da ima etmekten geri kalmıyor. Ardından da hitap ettiği insanlara moral veriyor: "Makamlar şikâyet makamları değil. 'Olayları uzaktan seyrediyoruz' anlamına gelmez, tamam mı? Tabii ki her şeyin zamanı yordamı, her şeyi herkes bilmez, tamam." Yani gizli bazı planlar üzerinde çalışmakta olduklarını ima ediyor. Ama söylediklerinin neredeyse hepsi hukukun dışında... Türkiye'yi yok yere gerdiklerini ifade ediyor. Ses analizi uzmanı Prof. Mustafa Erdoğan Sürat, konuşmadaki sesin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'a ait olduğunu tespit ettiklerini söylüyor. Hatta sesin "hack"lenmeye çalışıldığını yani yok edilmek istendiğini kaydediyor. Prof. Sürat'ın tespiti maalesef doğru çıkıyor. Akşam 19.20 sularında Genelkurmay Başkanlığı'ndan sürpriz bir açıklama geliyor. “Söz konusu ses kaydının, Sayın Genelkurmay Başkanı'nın yurtdışında askerî personele yapmış olduğu bir konuşmadan yararlanılarak düzenlendiği anlaşılmıştır." Eyvah! Keşke bu sözler Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başındaki isme ait olmasaydı. Vahim bir durumla karşı karşıyayız. Demokrasi ve hukuk devletinde hiçbir makam sahibi böyle konuşamaz. Türkiye bunca gerginlik ve krizi yok yere, kapris olsun diye mi yaşadı yani? Bu şok ifadeleri kabul etme erdemini gösterdiği gibi, bu sözlerin gereğini yerine getirme cesaretini de göstermeli Başbuğ. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin daha fazla yıpranmasının ve itibar kaybına uğramasının hiç mi hiç gereği yok.
<< Önceki Haber Başbuğ gereğini yerine getirmeli! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER