Cuntaya destek yerli otoya köstek


Mekân deyip geçmeyin. Cem Yılmaz reklam filminde 'mekân oynatıyor' diyor ya. Mekân var insanı aşağı çeker, mekân var yüceltir. Başbakan'ın TÜSİAD konuşmasını baştan sona dinledim. Daha önce de MÜSİAD genel kurulundaki konuşmasını dinlemiştim. MÜSİAD'da zihnindeki 'büyük Türkiye hayalini' çok etkileyici bir şekilde ortaya koyarken, TÜSİAD'da güncel tartışmalara cevap vermek zorunda kaldı. İşte Türkiye'nin neden rakiplerinden bu kadar fark yediğinin açık resmi. Hazin, ancak bir o kadar da öğretici. Anadolu çocuklarının tırmanacağı çok yokuşların olduğunun açık bir göstergesi. Başbakan TÜSİAD'da, büyük sermayenin ve arkasındaki 'erke dönergeci sahtekârı' oligarşinin ihanetine maruz kalarak, OECD ülkelerinin içinde yerli arabası olmayan tek ülke olmaktan çıkmamız gerektiğine işaret etti. Tam da elektrikli otomobil çağının başında, çok doğru bir zamanda. Bir de 2009 yılında ilgili kritik alanlarda çıkardığı çok yerinde ve kapsamlı bir sanayi teşvik yasası devam ederken. Keza, tam da Sanayi Strateji Belgesi daha yeni yayımlanmışken. Türkiye'nin sanayisi kahredici bir oranda ya fasoncu ya da montajcı. Âleme hamallığın bedeli, büyümede cari açık ve borç olarak geri dönüyor. Yabancıya, 'ben yiyemiyorum, gel sen ye' diyoruz yani. Başbakan da bu duruma dayanamıyor ve 'babalara' çağrıda bulunuyor: 'Prangalarınızı kırıp atın.' Bu çağrıyı 9 Kasım 2006 tarihinde kaleme aldığım 'Mollaların arabaları' başlıklı yazı ile ben de yapmıştım. Konu da şu olmuş: Türk Voleybol Milli Takımı Mısır'ı 3-0 yenince, bazı gazeteler 'Türbanlı Mısır'ı yendik' diye saygısız başlıklar atmıştı. Sadece üç tane başı kapalı oyuncuya karşılık diğerlerinin başı açık olduğunu gizleyerek üstelik. Ancak aynı tarihlerde 'Molla' ülkesi İran'ın Türkiye'ye Samand marka yerli arabasını satmak için lisans beklediğini ise atlamışlardı. Hatta basın bu sene Türkiye'de yatırım kararı aldıklarını da yazdı. Çağdaşlığı içki ve açıklığa indirgeyenler utanacak gibi değil. Neyse ki, Başbakan'ın yerli otomobil teklifine genel olarak toplumdan ve TÜSİAD üyelerinden olumlu tepki geldi. Çoğu, 'Başbakan'ımız büyük bir vizyon verdi' dediler. Bunun başarılmasının şartları konuşulmaya başlandı. Bazı kesimlerse istemezükçü tutumunu devam ettirdi. Arabanın 'yerli' olanına, CHP'li Umut Oran fena halde içerlemiş. 'Bu tür büyük işler bizi aşar. Böyle bir başbakan tarafından idare ediliyor oluşumuz çok üzücü' demiş. Belli ki Başbakan'ın kölelikten kurtulma çağrısı Oran'ın yerleşik kültürüne ters gelmiş. Bu yüzden Sabah Gazetesi yazarı Şeref Oğuz, 'Halkı aşağılayan yerli sömürgecilik bu.' diyor. CHP kafası, özgüvenini kazanmış, dünyaya açılmış, zenginleşmiş bir milletin harekete geçecek olan hayallerinden korkuyor. Ve varlık nedeni adeta bu gelişmeleri engellemekmiş gibi davranıyor. Gizli gündemleri Silivri, demokrasi ise işin aldatmacası, takiyye.
<< Önceki Haber Cuntaya destek yerli otoya köstek Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER