1999 yılından itibaren profesyonel olarak internet dünyasının içinde oldum. Çevirmeli bağlantıdan ADSL ve VDSL'e... Wap'tan 3G'ye tüm süreçlerini yakından takip ettim. Onlarca amatör ve profesyonel internet sitesinde çalıştım. Projeden içeriğe hemen her kademesinde de bulundum. Türkiye yeni yeni interneti keşfederken yola çıktım. Bugün ulaşılan noktayı buram buram yaşadım. Üç şey öğrendim: 1. İnternet erkektir. 2. Milliyetçidir. 3. Amansız muhaliftir. ** Erkektir... Zira, kadınlar dünyası ile ilgili haberler ilgi görür ve tıklanır. Misal, kadın galerileri toplam hitin yüzde 90'ının üzerindedir. Tabii ki bu resimlere sadece erkekler bakmaz. Kadınların da en az erkekler kadar payı vardır, böyledir yani... Reklamverenlere gelince... Onlar da bu köpürtülmüş sayfa görüntülenmelerine ücret öder. "İnternet erkektir" lafından kasıt, bu alemde ağırlıklı olarak erkekler sörf yapar, demek değil. Bunu anladınız sanırım. Onun için... Bugün Twitter'da Hilal Cebeci'yi patlatan tek başına erkekler değildir. ** İnternet milliyetçidir... Zira, Türkiye'nin Irak Savaşı'na girmesine karşı çıkar. Mavi Marmara'nın etrafında kenetlenir. Yerli malı yurdun malı, der. Kürt açılımına kurşun sıkar. Özelleştirmeyi yerden yere vurur, vesaire... ** Her şeye muhaliftir... Ne yapsanız yaranamazsınız. Bugün "ak" dediğiniz için topa tutulursunuz, yarın "kara" deyince kınanırsınız, "gri"de bile karar kılamazsınız. Orası her zaman her şeye karşıdır. Uğraşmayın, kabul ettiremezsiniz. Misal... Ali Taran-Ayşe Özyılmazel evliliği. Daha başında, bu nikâhın kimyasını bozan da budur. Başka bir şey değil. ** Ha... Diyeceksiniz ki, "Ne yapalım yani, kale almayalım mı?" İnternetin bir de dördüncü gizli özelliği vardır: Onunla da olmaz, onsuz da!