Piyasalar seçime göre pozisyon alıyor

Geçen hafta sermaye piyasaları alışıldığı üzere defansif bir hafta geçirdi.

Piyasalar seçime göre pozisyon alıyor

Çok kötü ekonomik veriler ve zayıf şirket karlılıkları riskten uzak durma nöbetinin popülaritesini devam ettirdi. Özellikle bankalardan gelen kötü haberlerden sonra hükümetlerin krizden çıkabilmek için öncelikle bankaların sorunlarını çözmesi gerektiği iyice ortaya çıktı. Hafta sonuna doğru yaşanan rallilere rağmen haftalık bazda S&P 500 yüzde 4.5 ve FTSE 300 yüzde 7.3 değer kaybetti. Geçen hafta boyunca açıklanan ekonomik veriler sonrasında resesyonun derinleşeceği, işsizlik ile ilgili sorunların büyüyeceği fakat enflasyonun sorun olmaktan çıkacağı görüldü. Şubat vadeli IMKB – 30 endeksi yüzde 3.4 gerileyerek 33.175 puandan kapandı. Hafta sonuna doğru yükselişe geçen IMKB’nin seyrinin bu hafta olumlu olacağını düşünüyoruz. Bu haftadan sonra seçim gündemi piyasalar üzerinde etkili olabilir. Seçim öncesinde AKP hükümetinin yerel seçimlerde tekrar ciddi bir başarı sağlayacağı beklentisi piyasalarda bir ralli yaşanmasını sağlayabilir. Obama’nın açıklayacağı paketin global piyasalarda olumlu bir hava estireceği döneme gelen yerel seçimler öncesinde, piyasaların siyasi istikrarın kuvvetleneceği ihtimalini satın almasını muhtemel görüyoruz. Fakat aksi şekilde AKP hükümetinin yerel seçimlerde oy kaybedeceği ihtimalinin kuvvet kazanması piyasaları olumsuz etkiler. Bu bakımdan seçim öncesi açıklanacak anket sonuçları ciddi önem kazanacaktır. Her iki durumda da global piyasaları göz ardı ederek sadece seçime odaklanmak yanlış bir hareket olur. Dış piyasalardaki hareket ise iki farklı görüş etrafında şekillenecektir. (1) Deflasyonist sarmal sürecinin kaçınılmaz olduğunun daha da belirginleşmesi (2) Bugüne kadar alınan önlemlerin ve açıklanan ekonomik paketlerin (ciddi altyapı yatırımlarının ki başta Amerika ve Çin’de yapılması planlana devasa altyapı yatırımları başta inşaat ve yan sanayii olmak üzere bir çok sektörde toparlanmayı sağlayabilir) global toparlanmayı sağlaması. Bu iki görüşten hangisinin ağırlık kazanacağına bağlı olarak borsalar tepkisini verecektir. Bizim beklentimiz yurtiçi gelişmelerin pozitif, global gelişmelerin ise dengeli olacağı yönünde. Şirket değerlemeleri uzun vadeli bir perspektifle yapılır. Dolayısıyla seçim sürecinden olumlu etkilenebilecek sektörler için bu durum geçici olacaktır. Yatırımcılar sektörlerdeki geçici canlılıklara çok fazla önem vermezler. Seçim sonrasında bu sektörler tekrar kendi iç temellerine ve dinamiklerine geri dönerler. Şirket değerlemeleri için operasyonel gelirlerin ve karlılıkların sürdürülebilirliklerinin önemi daha büyüktür. Kalıcı olmayan sektörel bazdaki canlılıkların ancak çok kısa vadeli psikolojik etkileri gözlemlenebilir. Fakat biz böyle bir yatırım stratejisini uygun görmemekteyiz. Tavsiyemiz uzun vadeli sektörlerin temellerin gözönünde bulundurulmasıdır. Seçim öncesi canlılıktan etkilenebilecek sektörlerin başında ise kağıt-basım sektörü gelmektedir. Belediyelerin altyapı çalışmalarına hız vereceğini düşünürsek inşaat ve inşaat yan sanayi de bu durumdan geçici olarak etkilenebilecektir. Ayrıca hükümet yerel seçimlere yatırım amacıyla sektörel bazda yeni teşvikler açıklayabilir. Klasik olarak seçim öncesinde banka sektörü dışında kağıt-matbaa ve çimento sektörlerinde yukarı yönlü hareketler görülür. Bu süreçte de psikolojik olarak bu sektörlerin olumlu hareket etmesi beklenebilir. Seçim öncesinde AKP hükümetinin başarısı ile sonuçlanacağı piyasalarda fiyatlanmaya başlarsa ilk olumlu agresif hareketler mali sektörden gelecektir. Ayı piyasalarında tepki hareketleride kaçırılırsa para kazanma ihtimali ortadan kalkar. M Ersagun Şimşek TERA MENKUL KIYMETLER STRATEJİSTİ
<< Önceki Haber Piyasalar seçime göre pozisyon alıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER